-Enflasyon Ekim’de yüzde 8’e inse bile yıl sonunda çift haneyi görür
Türkiye’nin ekonomide en önemli
sorunlarından biri de enflasyondur. Öyle ki Cumhuriyet tarihi boyunca
enflasyonda bir türlü istikrarı yakalayamadık.
Özellikle petrol krizlerinin hakim
olduğu 1970’li yıllardan sonra, olağanüstü hızla yükselen petrol fiyatları,
ekonomiyi hızla bozdu ve enflasyonu yüzde 70-80’lere çıkardı. Petrol krizi o
kadar etkilideki 1978 sonrasında ülkede gaz, yağ kuyrukları başladı. Bunu,
1974’de yapılan Kıbrıs Barış Harekatı ve ardından yaşanan ambargoların
etkilediği de kesindir. Hatta Kıbrıs müdahalesinin enflasyona yansımasının 20
puanı bulduğu yönünde iddia ve çalışmalar da bulunmaktadır. Tabii daha sonra
anlaşıldı ki bunun Ecevit hükümetini devirmeyi amaçlayan siyasi sebepleri de
vardı. Hatta büyük sermayenin bu şekilde hareket ettiği sonradan anlaşıldı.
ABD dahil bazı gelişmiş ülkelerde bile enflasyonun çift hanelere çıkmasına yol
açan petrol fiyatlarının, bizim gibi gelişmekte olan ülkelere etkisi ölümcüldü.
Günlük hayatımız hızla değişti. Enerji tasarrufu en önemli konumuz halini aldı.
Neredeyse penceresiz binalar yapılmaya başlandı. Ankara’daki Atatürk Kültür
Merkezi, Adliye Sarayı ve İbni Sina Hastanesi bu dönemin mimari eserleridir. Bu
da yetmedi Türkiye, 1980 Eurovision yarışmasına Ajda Pekkan’ın petrol
şarkısıyla katıldı. “Aman petrol” nidaları halkın dilinden düşmez oldu.
Sonuçta ekonomideki bütün dengeler
bozuldu. Türkiye’de enflasyon iyice kontrolden çıktı. Ülkemizde dünyada da ender
görülen bir şey gerçekleşti. Enflasyon yüksekte dengeye ulaştı. Uzunca bir süre
yüzde 60-70’lerde çakılı kaldı. Ekonominin bütün unsurları bu enflasyon
rakamlarını baz aldı. Maaş ve ücretler, vergiler bu rakamlar üzerinden
belirlendi. Enflasyon sinsi bir şekilde ekonomiyi içten içe kemirdi. Çünkü
oluşan denge suni bir dengeydi. Geliri olmayanlar, dar gelirliler ve ücretliler
toplumun kaybedenleri oldu. Orta direk çöktü ve ekonomi ilkin 1994’de sonra
2000-2001’de krize girdi. Tüketici fiyatları enflasyonu, ancak 2001 krizinden
sonra, 2002 yılında kontrol altına alındı ve 2004 yılında tek haneye indi. 2008
ve 2010 yıllarında (yüzde 10,1 ve yüzde 10,5) dışında 2017 yılına kadar tek
hanede kaldı. 2017 yılında yüzde 11,9 olan enflasyon, 2018 yılında Nisan ayından
sonra yaşanan döviz kur artışlarının büyük etkisiyle 2018 yılında yüzde 20,3
ile 2002 yılından sonraki en yüksek rakama çıktı.
Aylık enflasyonda son yılların rekorunu kıran yüzde 6,30’luk Eylül 2018
enflasyonu devre dışı kalınca, Eylül 2019 enflasyonu da yüzde 0,99 çıkınca
yıllık bazda enflasyon yeniden tek haneye indi.
Maliye ve Ekonomi
Bakanı Berat Albayrak, Eylül 2019’da yıllık bazda yüzde 9,26 olan enflasyonun
Ekim’de yüzde 8’leri göreceğini söyledi. Ekim’de yıllık enflasyonun yüzde 8’i
görmesi için, aylık enflasyonun yüzde 1,48’de kalması gerekiyor. Mümkün mü?
Mümkün. Eylül’de yüzde 0,99 olan aylık enflasyonun Ekim’de yüzde 1,48’de
kalması imkan dahilindedir.
Peki yıllık enflasyon
tek hanede kalacak mı? Sanmam. Çünkü, 2018 yılı Kasım ayında yüzde 1,44, Aralık
ayında ise yüzde 0,40 fiyat düşüşü meydana gelmişti. Bunun sebebi de Eylül
2018’de yüzde 6,30, Ekim 2018’de yüzde 2.67 düzeyinde gerçekleşen yüksek fiyat
artışlarının baz etkisiydi. Bu yıl böyle bir durum olmadığına göre, Kasım ve
Aralık aylarında enflasyonun negatif çıkma ihtimali çok zayıftır. Kasım ve
Aralık aylarında fiyatlar hiç artmasa bile tüketici fiyatları Ekim’de yüzde 8’e
inse dahi Kasım enflasyonu yüzde 9,58, Aralık enflasyonu yüzde 10,02 çıkar.
2017 yılında olduğu gibi Kasım’da aylık enflasyon yüzde 1,49, Aralık’ta yüzde
0,69 olursa, yıllık enflasyon Kasım’da yüzde 11,21, Aralık’ta yüzde 12,43 olur
ve enflasyon yılı çift hanede tamamlar.
Zaten bu görüldüğü için, 2019 tüketici
fiyatları yıl sonu enflasyon tahmini, Yeni Ekonomi Programı’nda (YEP) yüzde 12
olarak konuldu. Uluslararası Para Fonu (IMF) ise daha karamsar ve enflasyonun
yüzde 15,7’i bulacağını öngörüyor. IMF tahminini böyle ortaya koysa da veri
tabanında 2019 tahmini olarak yüzde 13,5 rakamı yer alıyor. Bence de enflasyon
yüzde 13’leri görür.
Yalnız, Türkiye İstatistik Kurumu’nun
(TÜİK) açıkladığı enflasyon rakamlarına çok sayıda itirazın bulunduğu da
yadsınmaz bir durumdur. Ne yazık ki halkın büyük kısmı TÜİK’in açıklamalarını
kuşkuyla karşılıyor. Çünkü çarşı ve pazarın halini görüyor. Açıklanan
rakamlarla çarşı pazardaki rakamların birbirini tutmadığını hesaplıyor.
Herkesin farklı bir enflasyonu olduğu halkın enflasyon ile hayat pahalılığını
karıştırdığı da bir gerçek. Enflasyon sıfır olsa da hayat pahalılığı değişmiyor.
Dar gelirli özellikle gıda, ısınma, elektrik, ulaşım gibi temel
harcamalarındaki enflasyona bakıyor ve bu gruplarda enflasyonun yüksek
seyrettiğini iliklerine kadar hissediyor. Bu konuda da çok da haksız değiller.
TÜİK’in verileriyle artık toplumu da ikna etmesi, güvenilir verilerle ortaya
çıkması bir zorunluluk halini aldı.
Yıllar itibarıyla ABD ve Türkiye’de yıl
sonu tüketici fiyatları enflasyonu:
(*): IMF tahmini.
Bu köşe yazısı 3 Kasım 2019’da https://www.borsatek.com/ internet sitesinde yayınlanmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder