Kayıtlar

Ocak, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

-Yaş 90 olunca: Kadın sayısı erkek sayısını 3’e katlıyor…

Hep merak edilir. Kadın sayısı mı yoksa erkek sayısı mı fazla diye. Özellikle evlenmekte zorlanan insanlar kendi cinslerinin çok olduğunu düşünür. Tabii bir ülkenin çeşitli bölgelerinde kadın erkek sayısında önemli eşitsizlikler olabiliyor. Türkiye’de özellikle kırsalda genç erkeklerin çalışmak için büyük şehirlere göçmesi bir sayı eşitsizliği yaratıyor. Yine de dünya geneline baktığımızda kadın ve erkek sayısında çok büyük bir eşitsizlik görülmüyor. Birleşmiş Milletler istatistiklerine göre 2015 yılında her 100 kadına 101,8 erkek düşüyor.

-İki renk…

Üç renk; mavi, beyaz ve kırmızı… Polonyalı dahi yönetmen Krzysztof Kieślowski ve meşhur üçlemesi… Fransız bayrağının renklerinden esinlenmiş. Üçleme, sinemada sık kullanılan bir biçim, çalışma… Türkiye’de sinemayı sinema yapan Ömer Lütfi Akad da üçlemeleri sever. Göç üçlemesi “Gelin”, “Düğün” ve “Diyet”  Kieślowski’nin Üç Renk üçlemesi kadar iyi bir yapıttır. Bence Akad’ın başyapıtıdır. Kim ne derse desin Türk sinemasının en iyi kadın oyuncularından Hülya Koçyiğit, bu filmdeki rolleriyle bir başka dahi yönetmen Metin Erksan’ın “Yılanların Öcü”, “Susuz Yaz”, “Kuyu”  isimli köy üçlemesi yapıtının ikincisi Susuz Yaz’daki rolünü bile aşmıştır. Ki Susuz Yaz ile Metin Erksan, Türk sinemasının hem sınırlarını zorlamış hem de yurtdışında ilk ödülünü kazandırmıştır. Film, 15-16 yaşındaki Hülya Koçyiğit’i Hülya Koçyiğit yapan filmdir.

-Umudu yitirmemek…

İstiyorsan, bekliyorsan, sanıyorsan, olacağını düşünüyorsan umudun var demektir. Ne derseniz deyin, umut, insanın varlığı, ayrılmaz bir parçasıdır. Umutsuzluk, açlıktan, susuzluktan çok daha öte bir yoksunluk halidir. Umudun varsa varsın, yoksa yoksun. Çölde ölmek üzere olan insanın bile su bulma umudu vardır. Bu umutla direnir, karşı koyar, ölmemek için sonuna kadar mücadele eder. Onu yaşatan umuttur. Umut olmazsa gelecek de yoktur. Umut yaşamın sürmesini sağlayandır. Düşmanların birbirlerinin umudu kırma gayretleri bundandır. Kazanma hırsı olmayan, umudunu yitirmiş bir insanın, yaşama sevinci de isteği de kalmamış demektir. Umutsuz kalmamak, umudu yeşertmek gerek… Hiçbir gece sonsuza kadar sürmez. Her gecenin bir sabahı vardır. Büyük Fransız yazar Victor Hugo bundan dolayı, “en karanlık gece bile sona erer güneş tekrar doğar” der.

-Herkes bulurken Türkiye neden petrol bulamıyor?

Gazeteciliğe 1990 yılında başladığımda ilk özel haberlerimden biri petrolün ne zaman biteceğiyle ilgiliydi. Haberim, dünyadaki petrol rezervlerinin 40 yıllık ömrü olduğu esası üzerine kurulmuştu. Petrol rezervleri yıllık petrol tüketimine bölününce öyle bir ömür biçiliyordu. Aradan 27 yıl geçti, tüketim de arttı ama ömür 13’e düşmedi. Tam tersi, hem 27 yıllık tüketim karşılandı hem de petrol rezervleri günümüzde 49 yıllık tüketimi karşılayabilecek düzeyde. Bunun sebebi belli; yeni yataklar bulundu; bulunmaya da devam ediyor. Özellikle Venezüela, Kanada başta olmak üzere birçok ülke çok büyük petrol yatakları buldular.

-TÜİK hesabı değiştirdi Türk ekonomisine üç Bulgaristan ekledi…

-Yeni seriyle Türkiye ekonomisi büyüklükte 18’ncilikten 16’ncılığa, kişi başına gelirde 67’ncilikten 63’ncülüğe çıktı -İstatistik Kurumu’nun açıkladığı yeni seriyle hesap değişti ve Türkiye’nin 2015 yılı GSYH’si bir çırpıda 141,9 milyar dolar, kişi başına GSYH 1757 dolar arttı -TÜİK yeni hesapla artırdığı 141,9 milyar dolarlık milli gelirden daha az milli gelire sahip dünyada 134 ülke var -Böylece Türkiye, toplam milli gelirini 719,6 milyar dolardan 861,5 milyar dolara yükselterek Hollanda ve Endonezya’yı geride bırakarak 16’ncı büyük ekonomi oldu -Türkiye, kişi başına gelirini 9 bin 257 dolardan 11 bin 14 dolara çıkararak, Meksika, Malezya, Kazakistan ve Kosta Rika’yı geçerek 67’ncilikten 63’ncülüğe çıktı Ankara – 02.01.2017 – Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) milli gelir hesabını değiştirdi ve Türk ekonomisine üç Bulgaristan’ı ekledi. Milli gelir hesabı değiştirilerek yeni seriye geçilmesiyle Türk ekonomisi tam anlamıyla sıçrarken, ekonomik büyüklükt

-Yalnızlık

İngiliz yazar Aldous Huxley, “vücut bulmuş her ruh yalnızlığa mahkûmdur” der. Aristoteles, “yalnızlıktan hoşlanan ya vahşi bir hayvandır ya da Tanrı” sözleriyle yalnızlığın insan doğasına ters olduğunu anlatır. Yine de önünde sonunda yalnızlık bizi yaşamımızın bir yerinde bulur. Kaçış yok… Yaşayacağız. Kaçış yok ama bazıları hiç istemese de yalnızlığı yaşarlar. Ece Ayhan ne güzel anlatmış bunu; “Ey yalnızlık! Herkesin koynuna girip çıkarsın da bir tek benimle mi düzenli bir ilişkin var?” diye… Çoğu büyük şairin ilham kaynağıdır yalnızlık. Aşkların son durağıdır. Her şeyi paylaşabilirsiniz. Mutluluk bile paylaşılır. Paylaşınca artar. Fakat, yalnızlığın büyük şairlerinden Özdemir Asaf’ın dizelere döktüğü gibi “yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yalnızlık olmaz”.