-Türkiye’nin dış ticareti sorunlu

-Dış ticarette ilk 6 ayda ihracatın artması, ithalatın gerilemesiyle 
oluşan dış ticaret açığındaki azalma daha önceki krizler 
sonrasında olduğu gibi geçici gözüküyor 
-Çünkü, 1980, 1994, 2001 devalüasyonlarında olduğu  
gibi devalüasyonlardan sonra bu durum hep yaşandı
-Aşırı değer kaybeden Türk Lirası yüzünden ihraç
malları döviz bazında ucuzladı, ithal malları da
pahalandı ve ihracat artarken, ithalat geriledi
-Geçmişte, dengeler oturduktan sonra yine ithalat arttı, 
ihracat sıkıntısı baş gösterdi ve dış ticaret açığı fırladı
-İthalata dayalı üretim modelini sürdüren Türk ekonomisinin 
bu sorunu üretim yapısını değiştirmeden çözmesi imkansız 
görünüyor
-Türkiye doğal gazda yüzde 99, taş kömüründe yüzde 95,
petrolde yüzde 92 oranında dışa bağımlı. Doğal gaz ve
petrolde dışa bağımlılık bir ölçüde anlaşılabilir bir durum
ama taş kömüründe üretim, yapılacak yatırımlarla artırılabilir
-Nüfusu 77 milyonu aşan koskoca bir ülkenin 6 ayda 2,4 milyar 
dolarlık yüksek teknolojili imalat sanayi ürünü ihraç etmesinin 
izahı yok


Ankara - 03.08.2014 - Yazıya başlarken söylemekte fayda var. Türkiye ekonomisinin en önemli sorunlarından biri olan dış ticareti sorunlu ve sürdürülebilir değil. Dış ticarette ilk 6 ayda ihracatın artması, ithalatın gerilemesiyle oluşan dış ticaret açığındaki azalma daha önceki krizler sonrasında olduğu gibi geçici gözüküyor. Çünkü, 1980, 1994, 2001 devalüasyonlarında olduğu gibi devalüasyonlardan sonra bu durum hep yaşandı. Aşırı değer kaybeden Türk Lirası yüzünden ihraç malları döviz bazında  ucuzladı, ithal malları da pahalandı ve ihracat artarken, ithalat geriledi. Geçmişte dengeler oturduktan sonra yine ithalat arttı, ihracat sıkıntısı baş gösterdi ve dış ticaret açığı fırladı. Bu durum yıllar itibarıyla bir kısır döngü halini aldı.
2013 yılının ikinci yarısında başlayan, Merkez Bankası’nın müdahalesinin gecikmesi nedeniyle 2014 yılı başlarında patlayan TL’nin değer kaybı ile ihracatta artış, ithalatta azalış süreci başladı.
Dövizdeki yükseliş ihracatı döviz bazında daha ucuz hale getirirken, ithalat pahalılaştı. Bu durum ve ithalatı kısıcı önlemler (elektronik eşya alımlarında taksit sayısının sınırlandırılması gibi) neticesinde ithalat geriledi. 2013 yılında ihracat, 2012 yılının altında kalmış ve yüzde 0,4 düşüşle 151,9 milyar dolara inmişti. İthalat, 2013 yılında yüzde 6,4 artarak 251,7 milyar dolara çıkmıştı. Dış ticaret açığı yüzde 18,7 artarak 99,8 milyar dolara çıkmış ve 100 milyar dolara dayanmıştı. İhracatın ithalatı karşılama oranı ise, 2013 yılında, 2012 yılına göre 4,2 puan azalarak yüzde 60,3’e inmişti.
İhraç mallarının ucuzlaması ve ithal mallarının pahalılaşması ve ithalata dayalı iç tüketimin sınırlandırılmasıyla dış ticaret verilerinde düzelme yaşandı. 2014 yılının Ocak-Haziran döneminde ihracat, 2013 yılının aynı dönemine göre, yüzde 6,7 artışla 75,13 milyar dolardan 80,17 milyar dolara yükselirken, ithalat yüzde 4,8 azalmayla 125,84 milyar dolardan 119,75 milyar dolara indi. Bu dönemler itibarıyla 2013 yılında 50,71 milyar dolar olan dış ticaret açığı 2014 yılında 39,58 milyar dolara indi ve yüzde 21,9 azaldı. Ocak-Haziran dönemlerinde 2013 yılında 200,97 milyar dolar olan toplam dış ticaret hacmi ise yüzde 0,5 azalmayla 199,92 milyar dolara indi. Bu dönemler itibarıyla ihracatın ithalatı karşılama oranı ise 2013 yılında yüzde 59,7 iken, bu yıl yüzde 67’ye çıktı.
Bu durumun kalıcı olacağı söylenemez. Çünkü Türkiye, ithalata dayalı bir üretim modeliyle ekonomisini sürdürüyor. Büyüme arttığında ister istemez ithalat da artacaktır. Üretimin ithalat olmadan sürdürülmesi mümkün değil. İthalata dayalı üretim modelini sürdüren Türk ekonomisinin bu sorunu üretim yapısını değiştirmeden çözmesi imkansız görünüyor.

-Enerji ithalatı

Türk ekonomisi fosil enerji kaynaklarında net ithalatçı ülke konumunda...  Elektrik Üretim A.Ş’nin (EÜAŞ) 2013 Elektrik Üretim Sektör Raporu’na göre, Türkiye doğal gazda yüzde 99, taş kömüründe yüzde 95, petrolde yüzde 92 oranında dışa bağımlı. Doğal gaz ve petrolde dışa bağımlılık bir ölçüde anlaşılabilir bir durum ama taş kömüründe üretim, yapılacak yatırımlarla artırılabilir. Türkiye’nin görünür taş kömürü rezervleri 1,3 milyar tonu buluyor. Üretim rahatlıkla 2,3 milyon tonlardan 30 milyon tonlara çıkarılıp, 27,4 milyon tonluk ithalat yapılmaz. Görünür linyit kaynakları ise 11,7 milyar ton dolaylarında. Bu da Türkiye’nin 70 milyon tonlarda seyreden linyit üretiminin 150-200 milyon tonlara çıkarılmasını mümkün kılıyor. Türkiye’nin çok büyük bölümü petrol, doğal gaz, kömür ve diğer madenler açısından tam olarak taranmış değil. Petrol, doğal gaz ve kömür başta olmak üzere arama faaliyetlerine büyük kaynaklar ayrılmalı ve bu alanda dışa bağımlılık azaltılmalı. Bir diğer ifadeyle enerjinin yüzde 73,4’ünü ithalatla karşılıyor. Toplam elektrik üretiminin yüzde 44’ünü ithal ettiği doğal gazdan sağlıyor.

-İthalatın yüzde 73,2’i ara malı

Türkiye aynı zamanda çok büyük oranda ara mallarında dışa bağımlı konumda. 2014 yılının Ocak-Haziran döneminde, 119 milyar 749 milyon dolar olan ithalatın yüzde 73,2’si, 87 milyon 698 milyon dolarını ara malları oluşturdu. Sermaye malları ithalatı yüzde 14,8 payla 17 milyar 749 milyon dolarda kaldı. Tüketim malı ithalatı ise yüzde 11,7 payla 14 milyar 52 milyon doları buldu. Bu sınıflardan birine girmeyen diğer mal ithalatı ise yüzde 0,2 pay 249 milyon dolarda kaldı.
Aynı dönemde 80 milyar 172 milyon dolar olan ihracatın yüzde 49,5’i, 39 milyon 720 milyon dolarını ara malları oluşturdu. Tüketim malı ihracatı ise yüzde 39,8 payla 31 milyar 945 milyon doları bulurken, sermaye malları ihracatı yüzde 10,1 payla 8 milyar 85 milyon dolarda kaldı. Bu sınıflardan birine girmeyen diğer mal ithalatı ise yüzde 0,5 pay 423 milyon dolarda kaldı. Dikkat çekici olan Türkiye, yurt dışından 87,7 milyar dolarlık ara malı alırken, 39,7 milyar dolarlık ara malı satması ile tüketim malı ihracatının 31,9 milyar dolarla 14,05 milyar dolarlık ithalatı ikiye katlamasıdır. Türkiye, sanılanın aksine ithalatının sadece yüzde 11,7’sini tüketim malları oluşturuyor. Sermaye malı ihracatı da 8,1 milyar dolarla 17,75 milyar dolarlık ithalatın çok altında kalıyor.

-İhracatın en büyük sorunu yüksek teknolojili ürün
satışındaki yetersizlik

Türkiye’nin ihracattaki en büyük tıkanma noktası yüksek teknolojili ürün satışının çok az olması. Teknoloji yoğunluğuna göre dış ticaret verilerine göre, 2014 yılı Ocak-Haziran ayında imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 93,5 oldu. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı sadece yüzde 3,2’de kalırken, orta yüksek teknolojili ürünlerin payı yüzde 31,7, orta düşük teknolojili ürünlerin payı yüzde 30,5, düşük teknolojili ürünlerin payı yüzde 34,6 olarak gerçekleşti.
Buna karşın 2014 Ocak-Haziran döneminde toplam ithalatın yüzde 77,2’si imalat sanayi ürünlerinden meydana geldi. Yüksek teknolojili ürünlerin 2014 Ocak-Haziran ayında imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 13,8’e, orta yüksek teknolojili ürünlerin payı ise yüzde 42,2’ye, orta düşük teknolojili ürünlerin payı 30, düşük teknolojili ürünlerin payı yüzde 14 oldu.
Türkiye, 2014’ün ilk 6 ayında yüksek teknolojili ürünlerde 2 milyar 425 milyon dolarlık ihracata karşın 12 milyar 748 milyon dolarlık ithalat, orta yüksek teknolojili ürünlerde 23 milyar 797 milyon dolarlık ihracata karşın 39 milyar 30 milyon dolarlık ithalat, orta düşük teknolojili ürünlerde 22 milyar 843 milyon dolarlık ihracata karşın, 27 milyar 706 milyon dolarlık ithalat yaptı. Buna karşın, aynı dönemde düşük teknolojili ürünlerde 25 milyar 906 milyon dolarlık ihracatına rağmen, ithalatı 12 milyar 927 milyon dolarda kaldı.
Nüfusu 77 milyonu aşan koskoca bir ülkenin 6 ayda 2,4 milyar dolarlık yüksek teknolojili imalat sanayi ürünü ihraç etmesinin izahı yok.

-Yüksek teknolojili ürün ihracatında AB, Türkiye farkı

Bu tablo Türkiye’nin ihracatçı bir ülke haline gelmesi ve ihracattan iyi bir gelir elde etmesinin mümkün olamayacağını gösteriyor. İmalat sanayi ihracatının yüzde 3,2’sini yüksek teknolojili ürünlerden oluşan hiçbir ülke gelişmiş bir ekonomiye sahip değildir. Yüksek teknolojili ürünlerde ithalatı, ihracatının 5,25 katı olan bir ülkenin de ihracat piyasalarında yer elde etmesi (petrol, doğal gaz ihracatçısı olan ülkeler hariç) mümkün görünmemektedir. 2014 yılı Programı’na göre, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde imalat sanayi ürünleri ihracatında yüksek teknolojili ürünlerin payı yüzde 19,8’i bulurken, orta yüksek teknolojili ürünlerin payı yüzde 41,1’i, orta düşük teknolojili ürünlerin payı yüzde 20,5’i, düşük teknolojili ürünlerin payı yüzde 18,6’da kalıyor. 
Türkiye’nin gelişebilmesi için yüksek teknolojili ürün üretmeli ve ihraç etmelidir. Bunu yapamadığı için, milyarlarca dolarlık bilgisayar, cep telefonu gibi ürünleri yurtdışından ithal etmektedir. Bunları ithal etmekte bir sorun yok ama en az ithal ettiğiniz kadar ürün ihraç etmemeniz halinde dış ticaret açığıyla karşılaşır ve cari açık belasıyla uğraşırsınız.

-En fazla ithalat yapılan fasıllar

Petrol, doğal gaz, kömür gibi enerji kaynaklarını içeren mineral yakıtlar, mineral yağlar ve bunların damıtılmasından elde edilen ürünler, bitümenli maddeler ve mineral mumlarda 2013 yılının Ocak-Haziran döneminde 27,13 milyar dolarlık ithalat, bu yılın aynı döneminde 27,35 milyar dolara çıktı. Bir diğer ifadeyle, petrol, doğal gaz ve kömür ithalatının içinde yer aldığı fasılda ithalat az da olsa artmaya devam etti. Kazanlar, makinalar, mekanik cihazlar ve aletler, nükleer reaktörler, bunların aksam ve parçalarında ithalat aynı dönemlerde 14,88 milyar dolardan 14,04 milyar dolara, demir çelikte 9,17 milyar dolardan 8,88 milyar dolara indi. Elektrikli makine ve cihazlar, ses kaydetme-verme, televizyon görüntü-ses kaydetme-verme cihazları, aksam-parça-aksesuarlarında ithalat 8,29 milyar dolardan 8,67 milyar dolara çıkarken, motorlu kara taşıtları, traktörler, bisikletler, motosikletler ve diğer kara taşıtları, bunların aksam, parça, aksesuarlarında ithalat 7,95 milyar dolardan 7,11 milyar dolara indi. Plastik ve mamullerinde ithalat 7,02 milyar dolardan 7,25 milyar dolara çıktı.

-En fazla ihracat yapılan fasıllar

Bu dönemler itibarıyla, motorlu kara taşıtları, traktörler, bisikletler, motosikletler ve diğer kara taşıtları, bunların aksam, parça, aksesuarlarında ihracat 8,34 milyar dolardan 9,42 milyar dolara yükseldi. Kazanlar, makinalar, mekanik cihazlar ve aletler, nükleer reaktörler, bunların aksam ve parçalarında ihracat 6,36 milyar dolardan 6,91 milyar dolara, örme giyim eşyası ve aksesuarında 4,41 milyar dolardan 4,98 milyar dolara çıktı. Demir çelikte ihracat 5,48 milyar dolardan 4,99 milyar dolara indi. Elektrikli makine ve cihazlar, ses kaydetme-verme, televizyon görüntü-ses kaydetme-verme cihazları, aksam-parça-aksesuarlarında ihracat 4,42 milyar dolardan 4,80 milyar dolara çıktı. Örülmemiş giyim eşyası ve aksesuarlarında ihracat 2,87 milyar dolardan 3,2 milyar dolara yükseldi.

-İhracatı ilk 6 ayda Avrupa kurtardı

Ocak-Haziran dönemlerinde 2013-2014 karşılaştırması yaptığımızda Türkiye’nin ihracatında Avrupa Birliği’nin (AB) payının yüzde 40,7’den yüzde 43,4’e yükseldiğini görüyoruz. 6 aylık sürede AB’ye 34,8 milyar dolarlık ihracat yapıldı. Toplam ihracat yüzde 6,7 artarken, AB’ye yönelik ihracatta yüzde 13,8’lik bir artış görüldü. Aynı şekilde AB dışındaki diğer Avrupa ülkelerine ihracatta yüksek oranlı bir artış yaşandı. 2014 yılının ilk 6 ayında, 2013 yılının aynı dönemine göre diğer Avrupa ülkelerine yönelik ihracat yüzde 25,9 arttı ve bu ülkelerin toplam ihracattaki payı 8,37 milyar dolarla yüzde 10,4’e ulaştı. 2013 yılında bu pay yüzde 8,8 düzeyindeydi. Türkiye’nin ihracatında yüzde 0,4 pay alan Avustralya ve Yeni Zelanda’ya yönelik ihracatta yüzde 15,4 artışla 295 milyon doları aştı.  İhracatta yüzde 4,3 pay alan Kuzey Amerika (ABD, Kanada) ülkelerine yönelik ihracatta yüzde 2,2’lik bir artış oldu ve bu ülkelere 6 aylık ihracat 3,43 milyar dolara ulaştı.

-Afrika, Asya, Latin Amerika’ya yönelik ihracatta azalma

Bunların dışında Kuzey Afrika ülkelerine yönelik ihracat yüzde 3,3, diğer Afrika ülkelerine yönelik ihracat yüzde azaldı. İhracatta yüzde 6,5 pay alan Kuzey Afrika (Mısır, Libya, Tunus, Cezayir, Fas gibi) ülkelerine 6 aylık dönemde 5,18, ihracatta yüzde 2,5 pay alan diğer Afrika ülkelerine 2,03 milyar dolarlık ihracat yapıldı. İhracatta yüzde 0,6 pay alan Orta Amerika ve Karayip ülkelerine yönelik ihracat yüzde 9,7 azalmayla 487,3 milyon dolara, yüzde 1,2 pay alan Güney Amerika ülkelerine yönelik ihracat yüzde 17,6 azalmayla 940,2 milyon dolara indi. İhracatta Asya ülkelerinin payı yüzde 31,8’den yüzde 29,2’ye geriledi. Yakın ve Ortadoğu ülkelerinin payı yüzde 24’den yüzde 22,2’ye inerken, diğer Asya ülkelerinin payı yüzde 7,8’den yüzde 7,1’e düştü. Asya ülkelerine yönelik ihracat yüzde 1,9 azalmayla 23,4 milyar dolara geriledi. İhracatın 17,76 milyar doları Yakın ve Ortadoğu ülkelerinden 5,67 milyar doları diğer Asya ülkelerinden yapıldı. Yakın ve Ortadoğu ülkelerine yapılan ihracat yüzde 1,4, diğer Asya ülkelerine yapılan ihracat yüzde 3,3 azaldı. Bu grupların dışında kalan diğer ülkelere yapılan ihracat yüzde 13,9 azalmayla 45,1 milyon dolara, Türkiye’nin serbest bölgelerine yönelik ihracat ise yüzde 3,9 azalmayla 1,17 milyar dolara geriledi. Türkiye’nin serbest bölgelerinin ihracattaki payı yüzde 1,6’dan yüzde 1,5’e indi.

Bu blogdaki popüler yayınlar

-Dolardaki artışın ekonomiye etkisi...

-Krizler ekonomisi-1994 krizi

-Dolar sevdası hiç geçmiyor…

-Yalnızlık

-Güçlü bir ekonomi için ne yapmalı?