-TÜİK araştırması: “Kadınlar, erkeklere göre hem mutlu hem umutlu”


-Kadınlar daha fazla yaşasa da daha az okuyor, daha erken 
evleniyor, daha fazla işsiz kalıyor
-77,7 milyonluk Türkiye nüfusunun 38,7 milyonunu oluşturan
kadınların hala 10’da 1’i okuma yazma bilmiyor
-Kadınlarda okuma yazma bilmeyenlerin oranı, erkeklerden
5 kat daha fazla
-Erkekler 26,8 yaşında ilk evliliklerini yaparken, kadınlarda
bu yaş 23,6’ya iniyor
-Hala 14 kadından biri onayı alınmadan aile kararıyla evlendiriliyor
-Her 10 üst düzey yöneticiden sadece 1’i kadınken, 9’e erkek. Kadın
hakim oranı yüzde 36,9, kadın profesörlerin oranı ise  yüzde 28,7 oldu
-Kadın polis oranı çok düşük. Her 20 polisten sadece 1’e kadınken,
19’u erkek
-İsveç’te bakanların yarıdan fazlası kadınken, Türkiye’de sadece 
bir kadın bakan bulunuyor
-Bütün bunlara rağmen TÜİK’e göre, kadınlar erkeklerden
daha mutlu ve gelecekten daha umutlu
-2013 yılına göre azalsa da kadınların yüzde 60,4 mutlu, yüzde 74,7’si
ise geleceklerinden umutlu. Erkeklerde bu oran sırasıyla yüzde 52 ve
yüzde 72,9’da kalıyor
-Erkekler başarı ve parayı kadınlardan daha fazla umursuyor
-Kadınlarda mutlulukta başarının payı yüzde 5, paranın payı yüzde 2,8
iken, erkeklerde bu oranlar sırayla yüzde 12,2 ve  yüzde 5,8’i buldu


Son dönemlerde sık sık medya kuruluşlarının gündemi, kötü muameleye, işkenceye, şiddete maruz kalan hatta öldürülen kadınların haberlerinden geçilmezken, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) İstatistiklerle Kadın 2014 araştırma verilerine göre, kadınlar, erkeklere göre hem mutlu hem de umutlu…
Araştırma eğer doğruysa, şiddet içinde yaşayan hem de en yakınlarından (eşleri, babaları, eski eşleri, çocukları, sevgilileri, terk ettiği kişiler hatta kayınbaba, kaynana, diğer aile büyükleri) bu şiddeti gören kadınların yine de yaşama bağlılıklarının her şeye rağmen sürdüğünü gösteriyor. Yine de bu kadar şiddet içinde kadınların mutlu ve umutlu olması imkanı olduğuna inanmak zor…
Kadınlar Türkiye’de daha fazla yaşasa ve daha az okusa da daha erken evleniyor, daha fazla işsiz kalıyor.
77 milyon 695 bin 904 kişilik Türkiye nüfusunun yüzde 49,8’i olan 38 milyon 711 bin 602 bin kişisini kadınlar, yüzde 50,2’si olan 38 milyon 984 bin 302 kişisini erkekler oluşturuyor.
Doğuşta beklenen yaşam süresi, 2013 yılında Türkiye geneli için toplamda 76,3, erkeklerde 73,7 ve kadınlarda 79,4 yıl. Türkiye’de kadınların doğuşta beklenen yaşam süresi erkeklerden 5,7 yıl daha fazla. Bu veride kadınlarda Giresun 82,2 yılla, erkeklerde Karaman 76,3 yılla başı çekerken, en az olduğu il kadınlarda 74 yıl ve erkeklerde 70,2 yılla Erzurum…

Erkeklerin yüzde 1,9’u, kadınların yüzde 9,4’ü okuma yazma bilmiyor

Türkiye’de 2013 yılında 25 ve daha yukarı yaşta olan ve okuma yazma bilmeyen toplam nüfus oranı yüzde 5,7 iken, bu oran erkeklerde yüzde 1,9, kadınlarda yüzde 9,4’ü buluyor. Kadınlarda okuma yazma bilmeyenlerin oranı, erkeklerden 5 kat daha fazla. Lise ve dengi okul mezunu olan 25 ve daha yukarı yaştakilerin toplam nüfus içindeki oranı yüzde 18,2 iken bu oran erkeklerde yüzde 22,2, kadınlarda yüzde 14,4’tür. Yüksekokul veya fakülte mezunu olan toplam nüfus oranı yüzde 12,9 iken bu oran erkeklerde yüzde 15,1 kadınlarda ise yüzde 10,7’dir.
2013 yılı verilerine göre, resmi olarak ilk evliliğini erkekler 26,8 yaşında yaparken, kadınlarda bu yaş 23,6’ya iniyor.
İlk evlenme yaşının en yüksek olduğu il, erkeklerde 29,1 ve kadınlarda 26,4 yaşla Tunceli iken, ilk evlenme yaşının en düşük olduğu il erkeklerde 25 yaşla Afyonkarahisar, kadınlarda 21,5 yaşla Ağrı ve Yozgat illeridir.
Evliliğe kim karar veriyor?

Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması kapsamında, 2013 yılında evli kadınlara evliliğe kimin karar verdiği sorusu yöneltilmiş. Kadınların yüzde 48,8’i evliliğe eşleriyle birlikte karar verdiklerini, yüzde 39,6’sı kadının onayı ile ailelerin kararıyla, yüzde 6,9’u ise kadının onayı olmadan ailelerin kararıyla evlilik kararı aldıklarını belirtmişler. Buna göre, hala 14 kadından biri onayı alınmadan aile kararıyla evlendiriliyor.

Evliliklerin dörtte üçünde erkek büyük

Evli çiftlerin yaş farkı incelendiğinde, Türkiye genelinde 2013 yılında resmi nikahla evlenen çiftlerin yüzde 74,9’unda gelinin yaşı damadın yaşından küçüktü. Evliliğini 2013 yılında yapmış olan çiftlerin yüzde 13,8’inde gelinin yaşı damadın yaşından büyük, yüzde 8,2’sinde ise gelin ve damadın yaşları eşitti.
Evlenen çiftler arasında damadın yaşının gelinin yaşından 11 yaş ve daha büyük olduğu evliliklerin oranının en yüksek olduğu il, 2013 yılında yüzde 12,8 ile Hatay iken, damat ve gelinin yaşlarının eşit olduğu evliliklerin en yüksek oranda olduğu il yüzde 11,3 ile Karabük, gelinin yaşının büyük olduğu evliliklerin oranının en yüksek olduğu il ise yüzde 21,8 ile Hakkari idi.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre, 2013 yılında doğum öncesi bakım alan kadın nüfus oranı yüzde 98, sağlık kuruluşlarında gerçekleşen doğumların tüm doğumlar içindeki oranı da yüzde 98 oldu. Bu oran yüzde 89 ile Erzurum, Erzincan, Bayburt, Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan’ın olduğu bölgede en düşük seviyeye indi.
İşgücü İstatistiklerine göre, 2014 yılında, Türkiye’de 15 ve daha yukarı yaştaki nüfus içinde istihdam oranı yüzde 45,5 olurken, bu oran erkeklerde yüzde 64,8, kadınlarda ise yüzde 26,7 oldu. Bu da kadınların yaklaşık dörtte üçünün istihdam dışında kaldığını gösteriyor.  

Mesleklerde kadın oranı

Türkiye’de 2014 yılında kamusal alanda üst düzey yöneticilerin yüzde 9,4’ü kadın. Buna göre, her 10 üst düzey yöneticiden sadece 1’i kadınken, 9’e erkek. Kadın hakim oranı yüzde 36,9, kadın profesörlerin oranı ise 2013-2014 öğretim yılı için yüzde 28,7 oldu. Kadın polis oranı, çok düşük. 2014 yılında polislerin sadece yüzde 5,5’i kadınlardan oluştu. Her 20 polisten sadece 1’e kadınken, 19’u erkek.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki kadın milletvekili oranı, yüzde 14,4'de kalıyor. Seçmenin neredeyse yarısı kadınken, milletvekillerinden 7’de 1’i kadın.
Türkiye'de 2014 yılında 25 olan bakanların yüzde 4’ü, sadece 1’i kadınken, İsveç’te bu oran yüzde 54,2’yi, Norveç’te yüzde 50’yi buluyor.

Kadınlar mutlu ve umutlu

Bütün bunlara rağmen TÜİK’e göre, kadınlar erkeklerden hem daha mutlu hem de gelecekten daha umutlu. Yaşam Memnuniyeti Araştırması sonuçlarına göre; mutlu olduğunu beyan eden bireylerin oranı 2013 yılında yüzde 59 iken 2014 yılında bu oran yüzde 56,3’e düştü. Kadınlarda mutluluk oranı 2013 yılında yüzde 61,9 iken bu oran 2014 yılında yüzde 60,4, erkeklerde ise 2013 yılında yüzde 56,1 iken 2014 yılında yüzde 52 oldu. 
Yaşam Memnuniyeti Araştırması 2014 yılı sonuçlarına göre, kendi geleceklerinden umutlu olduğunu beyan eden bireylerin oranı yüzde 73,8 oldu. Kendi geleceklerinden umutlu olan kadınların oranı yüzde 74,7 iken erkeklerde bu oran yüzde 72,9 oldu. 

Mutluluğun nedeni ne?

Kendilerini en çok ailelerinin mutlu ettiğini ifade edenlerin oranı yüzde 73,3 olurken, bu oran kadınlarda yüzde 69,3 erkeklerde yüzde 77,3 oldu. Kadınları ailelerinden sonra en fazla, sırasıyla; yüzde 18,5 ile çocukları, yüzde 5,3 ile eşleri ve yüzde 2,2 ile anne/babaları mutlu etti. Erkekleri ise ailelerinden sonra en fazla, sırasıyla; yüzde 8 ile çocukları, yüzde 4,5 ile eşleri ve yüzde 4 ile anne/babaları mutlu etti.
Kadınları ve erkekleri 2014 yılında en çok sağlıklı olmak mutlu etti. Kendisini en çok sağlıklı olmanın mutlu ettiğini ifade eden kadınların oranı yüzde 73,4 iken bu oran erkeklerde yüzde 63,9 oldu. Kadınları sağlıktan sonra en fazla yüzde 16,8 ile sevgi, yüzde 5 ile başarı ve yüzde 2,8 ile para mutlu etti. Erkekleri ise sağlıktan sonra en fazla yüzde 13,9 ile sevgi, yüzde 12,2 ile başarı ve yüzde 5,8 ile para mutlu etti.

Toplumsal cinsiyet rolleri

Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması 2013 yılı sonuçlarına göre, kadınların toplumsal cinsiyet rollerine yönelik tutumları incelendiğinde; kadınların yüzde 75,2’si “yemek, bulaşık, çamaşır, ütü ve temizlik gibi ev işlerini erkekler de yapmalıdır” ifadesine, yüzde 75’i “kadınlar siyasette daha çok yer almalıdır” ifadesine, yüzde 52’si “küçük çocuğu olan kadınlar çalışmamalıdır” ifadesine katıldıklarını belirtti.

Kadınların yüzde 10,1’i “ailede önemli kararlar sadece ailenin erkekleri tarafından alınmalıdır” ifadesine katıldıklarını belirtirken yüzde 9,7’si ise “erkek çocuğun eğitimli olması kız çocuğun eğitimli olmasından her zaman daha iyidir” ifadesine katıldıklarını belirtti.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

-Dolardaki artışın ekonomiye etkisi...

-Krizler ekonomisi-1994 krizi

-Dolar sevdası hiç geçmiyor…

-Yalnızlık

-Güçlü bir ekonomi için ne yapmalı?