-Çin, Türkiye'nin ihracatını 25 günde yapıyor…

-

       
-İhracat dediğin böyle yapılır...
-Türkiye 152 milyar doları bile bulmayan ihracata sevinirken, Çin, 
2013’de 2,2, ABD 1,58, Almanya  1,46 trilyon dolarlık ihracat yaptı
-Çin, Türkiye’nin yılda yaptığı ihracatı 25 günde, ABD 35 günde, 
Almanya 38 günde gerçekleştiriyor
-Günlük ortalama ihracatta Çin 6 milyar, ABD 4,3 milyar doları 
aşarken, Almanya 4 milyar dolara yaklaşırken, Türkiye’ninki
416 milyon dolarla, yarım milyar doları bile bulmuyor


Türkiye, 152 milyar doları bile bulmayan ihracata sevinirken, şöyle ihracat yapıyoruz, böyle ihracat yapıyoruz derken, Çin, 2013 yılında 2,2, Almanya 1,58, Almanya 1,46 trilyon dolarlık ihracat yaptı.
Dünya Bankası verilerine göre, 2013 yılında Çin 2 trilyon 209 milyar ihracatla birinciliğini korudu. Gelişmiş 7 (Grup 7) ülkeden, ABD 1 trilyon 578 milyar, Almanya 1 trilyon 458,6 milyar, Japonya 715,1 milyar, Fransa 566,9 milyar, İngiltere 548 milyar, İtalya 513,7 milyar, Kanada 456,4 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi.
Son 30-40 yılın hızlı gelişen ülkelerinden Güney Kore 559,6 milyar dolarlık ihracatla İngiltere ve İtalya’dan bile fazla ihracat yaptı. Yine Asya’nın şehir devletleri 7,2 milyon nüfuslu Hong Kong 492,9, 5,4 milyon nüfuslu Singapur 410,2 milyar dolarlık ihracatla Türkiye’yi ihracatta 3’e katladı.
Avrupa’nın büyük ihracat ülkeleri 16,8 milyon nüfuslu Hollanda 571,2 milyar, 11,2 milyon nüfuslu Belçika 511,5 milyar dolarlık ihracat rakamlarıyla 151,8 milyar dolar ihracat yapan Türkiye’yi fersah fersah geçiyorlar.
Yine Rusya 527,3, Meksika 380,1, petrol ihracatçısı Suudi Arabistan 375,4, Hindistan 336,6, İspanya 311, Birleşik Arap Emirlikleri 252,6, Avustralya 252,2, Brezilya 242,2, İsviçre 229,2, Malezya 228,5, Tayland 228,5 milyar dolarlık ihracatlarıyla Türkiye’den çok daha fazla ihracat yapıyorlar.
İhracatta Türkiye’yi geçen ülkeler içinde 199,7 milyar dolarla Polonya, 182,6 milyar dolarla Endonezya, 167,6 milyar dolarla İsveç, 166,3 milyar dolarla Avusturya, 161 milyar dolarla Çek Cumhuriyeti, 154,4 milyar dolarla Norveç de var.
Bu ülkelerin dışında 300 milyar doların üzerinde ihracat yapan Tayvan’ı da unutmamak gerek.  
Çin, Türkiye’nin yılda yaptığı ihracatı 25 günde, ABD 35 günde, Almanya 38 günde gerçekleştiriyor. Günlük ortalama ihracatta Çin 6 milyar, ABD 4,3 milyar doları aşarken, Almanya 4 milyar dolara yaklaşırken, Türkiye’ninki 416 milyon dolarla, yarım milyar doları bile bulmuyor.

Yorumlar

  1. Unknown3 Eylül 2015 15:01

    Metincigim blog sayfanı yeni farkettim hayırlı olsun.İhracat rakamları kadr kalemlerinde de bakmak lazım.İhracatın ihracatı karşılama ve ithalatın katma deger yaratma oranı.İhracat yoluylada ülkeler sömürülüyor.Hlkaın refahın sunulacak ürünler ucuz ihracatla dış sömürüye malzeme olabiliyor.Dolar artınca ihracat artıyor ama dolar olarak aynı miktar için aynı üründen daha fazla satmak gerekiyor .Yani Çin vb nin ihracatı biraz sorgulanabilinir.Yine diş ticaret artarken ülkelerin bagımlılıga artıyor ve derinleşiyor.Ben meslek lisesindeyken okulumuzsa motor kalıp döküm atölyesşi vardı bu gün sadece FMC Nurol motor gövdesini kendi döküyor diger atomotiv fabrilkaları ithal ediyor. Sadece Tofaş motor ve şanzıman hariç %70 yerli üretimle mal üretiyor.Tarım ülkesi ülkemizde mazot gübre den sonra tohumlulukta da dışa bagımlılk ve yaratılan katma degerin transferi de artıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Metin Türkyılmaz3 Eylül 2015 15:56

      Teşekkür ederim Vahitciğim. Bir önceki yazımda ihracatın ithalatı karşılama oranını yazmıştım. Tabii katma değer de önemli. İhracatta yerli katkı oranı ne kadar yüksekse katma değer ve istihdam o kadar artıyor. Kar marjları da önemli. Küreselleşme her ne kadar gelir dağılımını bozsa da kar marjlarını da düşürdü. İhracat ama neye rağmen ihracat. Ama eğer konvertibiliteye sahip bir paranız yoksa ihracattan başka yolunuz da yok.

      Sil
  2. Mehmet ŞAHiN4 Eylül 2015 18:37

    Müdürüm ellerine ve beynine sağlık olsun. Yazıların için teşekkür ediyorum. Ülkemizi 'tüketen sadece tüketen bir toplum haline getirenler utanmalıdırlar. Her şeyin sıradanlaştığı; beyinlerin buharlaştığı, kiralandığı, işkembeden başka bir şey düşünmeyenlerin sayılarının gittikçe artmaya devam ettiği bu günlerde yazılarından istifade edilmesi - etmemiz temennisiyle SAĞLIKLI günler diliyorum sana ve sevdiklerine. (Bana Bir Harf Öğretenin Kölesi Olurum!)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Metin Türkyılmaz6 Eylül 2015 01:24

      Asıl ben teşekkür ederim nazik yorumunuza. Elimden geldiğince yazmaya devam edeceğim. Sizin yorumlarınız bana güç veriyor. Saygılarımla.

      Sil
  3. Mehmet ŞAHiN4 Eylül 2015 18:38

    Ünsal Karabulut

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

-Dolardaki artışın ekonomiye etkisi...

-
Yeniden düzenlenmiş -Döviz kurları Türkiye açısından her zaman sorun oldu. Geçmişte ABD Doları, Alman Markı, şimdi ABD Doları ve Avro’nun seviyesi Türk ekonomisindeki birçok parametreyi etkilediğini söylemek yanlış olmaz -Enerji açısından dışa bağımlı olan Türkiye, enerjiyi, hammaddeleri dolar, sanayi ürünlerinin çoğunu ise Avro ödeyerek alıyor. İhracatının yarıya yakınını AB ülkelerine yapan, turizm gelirlerinin büyük bölümünü bu ülkelerden sağlayan Türkiye’nin, döviz gelirlerinde avronun ağırlığı fazla… -Halen 3,3835 düzeyinde olan Merkez Bankası dolar alış kuru, yıl sonuna kadar böyle devam ederse, 2016 yılında ortalama kuru 3’ün üzerinde 3,0090 olarak gerçekleşecek -Bu durumda, Türkiye’nin GSYH’si 726,1 milyar dolarlık tahminin de düşecek, 2009’dan bu yanaki en düşük düzey olan 713,9 milyar dolara inecek -Kişi başına GSYH de tahmin edildiği gibi 9 bin 243 dolar olmayacak 9 bin 6 dolara düşecek -Türkiye, enerjinin hemen hemen tamamını ABD Dolar
Devamı

-Krizler ekonomisi-1994 krizi

-
          Neden 1994 krizi? Geçmişte de birçok kriz yaşayan, bu krizlerden derinden etkilenen bir ekonomi olan Türkiye’de, 1994 krizi, öncekilerle karşılaştırıldığında oldukça farklı bir krizdir. Yazıya konu olarak neden 1994 krizi seçilmiştir? Birinci neden yazının hacmiyle ilgilidir. Bütün krizleri yazmaya ne zamanımız ne de gücümüz yetmeyecekti. Bu nedenle konu olarak bu yazının yazıldığı tarihten önceki kriz olan 1994 krizi ele alındı.  Diğer bir neden ise Türk ekonomisinin her zaman temel sorunu olagelmiş cari işlemler krizi özelliği taşımasının yanı sıra 1994 krizinin, aynı zamanda, gelişmiş bir ekonomide görülen finans krizi niteliğinde olmasıdır. Bu oldukça dikkat çekicidir.  Üçüncü bir neden de bu krizin rakamsal boyutlarının öncekilerle karşılaştırılamayacak kadar büyük olmasıdır. İşte bu nedenlerle bu yazıya konu olarak 1994 krizi seçilmiştir.
Devamı

-Dolar sevdası hiç geçmiyor…

-
Yeniden düzenlenmiş -Merkez Bankası’nda, 15 Ocak 2008 tarihinde 1 lira 14,49 kuruşa kadar inen, 13 Ağustos 2018’de 6 lira 89,22 kuruşa kadar çıkan, 12 Ağustos 2018 gecesinde serbest piyasada 7 lira 22 kuruşu gören dolar kuru, ardından 30 Kasım 2018’de 5 lira 16,63 kuruşa kadar inmişti -Daha sonra dalgalı bir seyir izleyen dolar kuru, halen 5 lira 70,19 kuruş seviyesinde bulunuyor -Birinci Dünya Savaşı öncesi 22,5 kuruştan işlem gören ABD Doları, paradan 6 sıfır atılmasaydı, bugün 5 milyon 701 bin 900 lira olacaktı -ABD Doları, Merkez Bankası döviz kuru, 12 Temmuz 2019  itibarıyla son bir yılda yüzde 18,14, son iki yılda yüzde 57,99,  son üç yılda yüzde 97,05, son dört yılda yüzde 113,91,  son beş yılda yüzde 168,06, 16 Ocak 2008-12 Temmuz 2019 arasında geçen yaklaşık on bir buçuk yılda ise yüzde 398,03 arttı -Böylece, dolar, TL karşısında, son bir yılda 1,2, son 5 yılda 2,7, on bir buçuk yılda ise 5 katına yükseldi -Dolar, 27 Ağustos 2013’te 2, 7 E
Devamı

-Yalnızlık

-
İngiliz yazar Aldous Huxley, “vücut bulmuş her ruh yalnızlığa mahkûmdur” der. Aristoteles, “yalnızlıktan hoşlanan ya vahşi bir hayvandır ya da Tanrı” sözleriyle yalnızlığın insan doğasına ters olduğunu anlatır. Yine de önünde sonunda yalnızlık bizi yaşamımızın bir yerinde bulur. Kaçış yok… Yaşayacağız. Kaçış yok ama bazıları hiç istemese de yalnızlığı yaşarlar. Ece Ayhan ne güzel anlatmış bunu; “Ey yalnızlık! Herkesin koynuna girip çıkarsın da bir tek benimle mi düzenli bir ilişkin var?” diye… Çoğu büyük şairin ilham kaynağıdır yalnızlık. Aşkların son durağıdır. Her şeyi paylaşabilirsiniz. Mutluluk bile paylaşılır. Paylaşınca artar. Fakat, yalnızlığın büyük şairlerinden Özdemir Asaf’ın dizelere döktüğü gibi “yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yalnızlık olmaz”.
Devamı

-Güçlü bir ekonomi için ne yapmalı?

-
Güçlü bir ekonomi için yapılması gerekenler ve yol bellidir. Ekonomik ve siyasi istikrarı kurup koruyarak, üretime ve ihracata dayalı bir ekonomik yapı kurmak. Petrol, doğalgaz veya başka bir şey… Büyük miktarda döviz sağlayan bir geliriniz yoksa ki bu “büyük miktar” nüfusunuza ve ekonomik gelişmişliğinize göre değişir. Kuveyt için elde ettiği petrol geliri yeterli olabilir ama o gelir Türkiye boyutlarındaki bir ülkeyi kurtarmaz. Veya gelir seviyesi altlarda yer alan Sierra Leone’ye yetecek döviz geliri ile hemen hemen o ülkeye yakın nüfusa sahip Danimarka’nın ihtiyacı olan döviz geliri aynı olmaz. Sonuç olarak Türkiye boyutlarındaki bir ülke sadece petrol ve doğalgaz gibi gelirlerle ekonomisini sürdüremez. Nitekim, Suudi Arabistan’ın dünyada en büyük petrol geliri elde eden ülkesi olmasına rağmen tam bir ekonomik kriz yaşadığını görüyoruz. Buradan şu sonuç da çıkarılabilir Kerkük-Musul hayali kuranlar ve ülkenin oradan sağlanacak petrol ve doğalgaz geliriyle zengin olacağını dü
Devamı