-Özgür düşünce ve bağımsız üniversite olmadan gelişme olmaz
-Batı, özgür düşünce ve bağımsız üniversiteyle ilerledi. Galileolar,
Brunolar, Newtonlar, Spinozalar olmasa batı medeniyeti olur muydu?
-Bir eğitim sistemiyle bir de şehir planlarıyla sürekli oynamamak
gerekir. Uzun vadeli planlama her ikisi de için de şart…
-Okullarda fen bilimlerini ilk kez 1620’lerde Genç Osman'ın okuttuğu
söylenir. Ne kadar doğrudur bilmem ama Paris Üniversitesi’nden
neredeyse bir 500 yıl sonra. Bilim olmayan bir eğitim yuvası olur mu?
-Bütün bunlara rağmen, 1,5 milyarlık İslam dünyasında, Türk
vatandaşları olarak bilimde en öndeysek, bizim bilim adamlarımız
alanlarının en iyileri arasındaysa, bu Cumhuriyetin başarısıdır
Büyük şair Fuzuli'nin
dediği gibi "söylesem tesiri yok sussam gönlüm razı değil" ama
söyleyeceğim, 2015-2016 eğitim öğretim yılı eksiklerimizi yüzümüze çarptı. Deve
misali. Neresinden bakarsanız bakın doğru değil, düzgün değil.
Zaten her yıl sistemle
oynayarak, düzgün ve doğru bir eğitim sistemi de kurulamaz. Bir eğitim
sistemiyle bir de şehir planlarıyla sürekli oynamamak gerekir. Uzun vadeli
planlama her ikisi de için de şart…
Her yıl değişen bu
yapıyla Türkiye'nin bilimde, teknolojide, kültürde, sanatta, sporda, ekonomide
ilerlemesi, zirveye oynaması mümkün değil.
Batı neyle ilerledi. Topla,
tüfekle değil. İlkin fikir üretilmeli. Sonra eyleme geçilir. Bütün teknolojik
gelişmenin temeli bilimdir. Bilim bulur, sanayi üretir. Gelişme böyle sağlanır.
Batı, özgür düşünce ve bağımsız üniversiteyle ilerledi. Galileolar, Brunolar,
Newtonlar, Spinozalar olmasa batı medeniyeti olur muydu? Batı
gelişirken, üniversiteleri oluştururken, eski Yunan’dan da eski Roma’dan da
İslam medeniyetinden de yararlandı. Tabiri caizse her bir çiçekten arı gibi öz
topladı. Bunlardan bal üretti.
Osmanlıyı bitiren,
üniversiteyi kuramamasıydı
Özgür düşünce olmadan
eğitim, üniversite olmaz. Üniversite olmadan da gelişme olmaz. Kim ne derse
desin. Osmanlıyı bitiren, üniversiteyi kuramamasıydı. İmparatorluklar
tabii ki devrini tamamlayacak, milli devletler kurulacaktı. Fransız İhtilali bu
yolu açmıştı. Bundan kaçış yoktu. Fakat, imparatorluklar sona ererken, Osmanlı gibi
tamamen tükendi mi? İngiltere, Fransa, Hollanda ve Belçika’nın durumu ortada. Zenginliklerinden
hiçbir şey kaybetmediler. Yüklerinden kurtuldular. Sömürgecilikte geri kalan,
ulusal birliklerini gecikmeyle kuran Almanya, İtalya da ortada. Onlar da çok
şey kaybetmedi. Hatta Rusya, İspanya, Portekiz bile bizden çok daha iyi
durumdalar. Bizi imparatorluktan hiçliğe gitmekten Cumhuriyet ve onu kuran
kadrolar, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları kurtardı. Bu değerli
kurucular ve Milletimiz büyük devletlerin çizdiği kadere razı olmadı. Yoksa
yoktuk.
Osmanlı 800 yıl geç
kaldı
Üniversiteler batıda
1100'lü yıllarda kurulurken, Osmanlı 800 yıl geç kaldı. Her ne kadar Fatih
Sultan Mehmet zamanına kadar dayandırılsa da İstanbul Üniversitesi'nin kuruluşu
1900 yılıdır. Modern anlamda kuruluşu ise 1933 yılında üniversite
reformuyla olmuştur. 900 yıla yaklaşan bir Paris Üniversitesi’nin yanında 82
yıllık İstanbul Üniversitesi, yine de geldiğimiz nokta hiç de kötü değil.
Peki orta öğretimimiz
iyi mi? Ne gezer. Okullarda fen bilimlerini ilk kez 1620’lerde Genç Osman'ın
okuttuğu söylenir. Ne kadar doğrudur bilmem ama Paris Üniversitesi’nden
neredeyse bir 500 yıl sonra. Bilim olmayan bir eğitim yuvası olur mu?
En iyi işleyen bölüm
ilkokullar olarak görünüyor
Bütün yük sınıf
öğretmenlerinin üzerinde olduğu için, çok da fazla araç gereç, laboratuvar istemediği
için eğitimde en iyi işleyen bölüm ilkokullar olarak görünüyor.
Bugün bakın milli
gelirinden eğitime en fazla para harcayan, bilim dergilerinde en fazla makalesi
yayınlanan ülkeler, en gelişmiş ülkeler. Bir ülkenin gelişmiş olup
olmadığını milli gelirinden eğitime ayırdığı paydan rahatlıkla
anlayabilirsiniz.
Ülke olarak biz,
bilimdeki yerimizle övünüyoruz. Ama 9 milyonluk bir İsveç, bizden çok daha
ilerde.
Yerimiz çok da iyi değil
Türkiye, Küresel
Rekabet Raporu’na göre, genel sıralamada 148 ülke arasında 44’üncü, bilimsel araştırma
kurumlarının kalitesi sıralamasında 63’üncü, şirketlerin Ar-Ge harcamalarında
68’inci, bilim insanı ve mühendisi mevcudiyetinde 53’üncü, faydalı model ve
patent sayısında ise 41’inci durumda.
Nüfus sıralamasında 18’nci
olduğumuzu düşünürsek, yerimiz çok da iyi değil.
Cumhuriyetin başarısı
Bütün bunlara rağmen, 1,5
milyarlık İslam dünyasında, Türk vatandaşları olarak bilimde en öndeysek, bizim
bilim adamlarımız alanlarının en iyileri arasındaysa, bu Cumhuriyetin
başarısıdır.
İslam ülkelerinin toplam
nüfusunun sadece yüzde 5’i bu ülkede yaşamasına rağmen, İslam ülkelerinin
bilimsel çalışmaların çoğunu bizim insanlarımız yapıyorsa bu Cumhuriyetin
başarısıdır.
Bunu
böyle bilelim ve bu Cumhuriyeti kuranlara minnettar olalım.
Yorumlar
Yorum Gönder