-IMF’ye göre bu yıl milli gelir 9 bin 290 dolara inecek


-Uluslararası Para Fonu’nun Ekim ayı verilerine göre,
doların değer kazanması nedeniyle, 2014 yılında10 bin 
381 dolar olan kişi başına yurtiçi gelir, bu yıl
9 bin 290 dolara, 2016 yılında 9 bin 180 dolara düşecek
-Fon, Türkiye’nin milli gelirinin 2018 yılından önce
10 bin doları aşamayacağını da tahmin ediyor
-IMF, satın alma gücü paritesine göre KB-GSYH’nin ise
2015 yılında 20 bin 277 dolarla 20 bin doları ilk kez
aşacağını, 2020 yılında ise 25 bin 15 dolara yükseleceği
tahmininde bulunuyor
-Cari milli gelirde, 2014 yılında 798,3 milyar dolarla
800 milyar doların altına inen Türkiye, bu yıl 722,2
milyar dolara, 2016 yılında ise 721,2 milyar dolara 
gerileyecek
-Türkiye’nin cari milli geliri 2020 yılında 905,8 
milyar dolara ulaşacak
-Cari milli gelirde, Hollanda’nın ardından 18’inci 
büyük ekonomi olan Türkiye’nin, sıralamadaki yeri 
2020 yılına kadar aynı kalacak
-IMF tahminlerine göre, Türkiye, 2018 yılında Kanada’yı,
2019 yılında ise İspanya’yı geride bırakarak, Suudi
Arabistan’ın ardından 2,04 trilyon dolarlık satın alma 
gücü paritesiyle GSYH’si ile 15’inci büyük ekonomi olacak


Türkiye, milli gelir olarak da adlandırdığımız, kişi başına gayri safi yurtiçi hasılada (KB-GSYH), 10 bin dolar sınırını ilk kez 2008 yılında 10 bin 444 dolarla  geçmişti. 2009 yılında küresel ekonomik krizin etkisiyle milli gelirde yaşanan gerileme ve dolar kurundaki artış nedeniyle KB-GSYH bırakın 10 bini, 9 bin doların da altına inerek, 8 bin 561 dolara kadar düşmüştü. 2010 yılında 10 bin 3 dolarla (IMF’de bu rakam 10 bin 2 dolar görünüyor) yeniden 10 bin dolar sınırını aşmıştı.
Fakat o tarihten bu yana bir türlü 11 bin dolar sınırı geçemedi. Hatta Türkiye’nin orta gelir tuzağına düştüğüne yönelik teoriler de ortaya atıldı. Yeni bir artış için, yeni bir hikayeye ihtiyaç olduğuna, verimlilik artışı sağlaması gerektiğine, katma değeri yüksek ileri teknoloji ürünü üretip ihraç etmesi zorunluluğuna yönelik öneriler de konuşulur olmuştu. Bütün bunlar yanlıştır demiyorum. Çünkü, büyümek için yatırım yapmanız, bunun için de tasarrufta bulunmanız gerekiyor. Yatırım artışının yanı sıra katma değeri yüksek ürünlere yönelmeniz, verimliliği de artırmanız bir zorunluluk. Yeni bir hikaye olayına ben şahsen pek inanmam. Ekonomi hikayelerle yönetilmez, tam tersi, disiplinle, istikrarla hem de sadece ekonomik istikrar değil, siyasi istikrarla yönetilir. Tabii ki demokratik devlet, istikrarlı siyasi yapı, işleyen adil bir hukuk sistemi, sosyal devlet, dengeli bir gelir dağılımı olmazsa olmazlardandır. Aksi takdirde, ekonomik gelişiminiz kalıcı olmaz, hızlı büyürsünüz ama denetimsizlik ve öngörüsüzlükten hızlı da batarsınız. Bunun örnekleri özellikle Asya ve Latin Amerika’da fazlaca vardır.
Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) 2015 Ekim ayı verilerine göre, Türkiye 10 bin dolarlık milli geliri de arayacak gibi görünüyor. En azından 3 yıl boyunca. Çünkü, IMF tahmini, bu yıl Türkiye’de kişi başına yurtiçi hasılanın 10 bin doların da altına ineceğini gösteriyor.

2013 rakamı 2020’de geçilecek

IMF rakamlarına göre, 2010 yılında 10 bin 2, 2011 yılında 10 bin 438, 2012 yılında 10 bin 490 olan, 2013 yılında 10 bin 821 dolarla rekor kıran KB-GSYH, 2014 yılında 10 bin 381 dolara inmişti. ABD Doları’nın değer kazanması nedeniyle, 2014 yılında 10 bin 381 dolar olan kişi başına yurtiçi gelir, bu yıl 9 bin 290 dolara, 2016 yılında 9 bin 180 dolara düşecek.  Fon, Türkiye’nin milli gelirinin 2018 yılından önce 10 bin doları aşamayacağını da tahmin ediyor. IMF göre, 2017 yılında milli gelir 9 bin 594 dolara, 2018 yılında 10 bin doları aşarak 10 bin 37 dolara, 2019 yılında 10 bin 524 dolara çıkacak. 2020 yılında 11 bin doları aşarak 11 bin 88 dolara ulaşacak olan milli gelir, bu rakamla, 2013 yılı rakamını da 7 yıl sonra geçecek.

Satın alma gücü paritesiyle milli gelir

Fon, 2010 yılında 16 bin 193 dolar, 2011’de 17 bin 715, 2012’de 18 bin 192, 2013’de 19 bin 41, 2014’de 19 bin 698 dolar olan satın alma gücü paritesine göre KB-GSYH’nin ise 2015 yılında 20 bin 277 dolarla 20 bin doları ilk kez aşacağını tahmin ediyor. IMF’e göre, satın alma gücü paritesine göre KB-GSYH, 2016 yılında 20 bin 889, 2017’de 21 bin 814, 2018’de 22 bin 810, 2019’da 23 bin 886, 2020 yılında ise 25 bin doları aşarak 25 bin 15 dolara yükseleceği tahmininde bulunuyor.
Dolar kuru oynamaları, satın alma gücünde hızlı oynamalara yol açmıyor. Bunun nedeni, satın alma gücü hesabının ABD’deki fiyatlara göre yapılmasıdır. Kur değişiklikleri satın alma gücü hesabını çok fazla değiştirmez. Tabii, 2016-2018 Orta Vadeli Programı’nda cari dolar kuruyla GSYH yerine satın alma gücü paritesiyle GSYH’yi almak çok da iyi bir tercih olmasa gerek. Satın alma gücü ülkelerin birbirini karşılaştırmak için kullanılan bir yöntem. Cari dolar kuruyla GSYH hesaplamalarda çok daha iyi sonuç verir. Çünkü, cari milli gelirin ortalama dolar kuruna bölünmesiyle bulunur. Örneğin ihracatın veya ithalatın, dış ticaret ve cari işlemler dengelerinin milli gelire oranı cari milli gelirle yapılırsa anlamlı olur. Çünkü, bütün bu rakamlar caridir.  

GSYH, 2015’de 722,2, 2016’da 721,2 milyar dolara inecek

Kalkınma Bakanlığı verilerine göre, 2008 yılında 742,1 milyar dolar olan GSYH, 2009 kriziyle 616,7 milyar dolara kadar gerilemişti.
IMF verilerine göre, 2010 yılında 731,5 milyar dolar cari GSYH ile Endonezya’nın ardından 18’nci büyük ekonomi olan Türkiye, 2011’de 774,7, 2012’de 788,6, 2013 yılında ise 800 milyar doları aşarak 823 milyar dolarlık ekonomik büyüklüğe ulaştı. 2014 yılında 798,3 milyar dolarla 800 milyar doların altına inen Türkiye, bu yıl 722,2 milyar dolara, 2016 yılında ise 721,2 milyar dolara gerileyecek.
2017 yılından itibaren yeniden yükselişe geçecek olan dolar cinsinden GSYH, o yıl 761,4, 2018 yılında 800 milyar doları aşarak 804,6, 2019 yılında 851,8, 2020 yılında 900 milyar doları geçerek 905,8 milyar dolara ulaşacak. 2012 yılında Hollanda’nın eski sömürgesi Endonezya’nın arkasında kalmasıyla, Hollanda’nın ardından 18’inci büyük ekonomi olan Türkiye’nin sıralamadaki yeri 2020 yılına kadar aynı kalacak. Sıralamada Türkiye’yi halen İsviçre ve Suudi Arabistan takip ediyor. Suudi Arabistan, 2018 yılında İsviçre’yi geride bırakacak. Dünyanın en büyük ekonomisi ABD, 2015 yılında 18 trilyon dolara yaklaşan GSYH’sini 2020 yılında 22,3 trilyon dolara, ikinci sıradaki Çin, aynı dönemde 11,4 trilyon dolardan 17,1 trilyon dolara çıkaracak. Bu iki ülkeyi uzak ara Japonya ve Almanya takip edecek. Japonya, 2015-2020 döneminde GSYH’sini 4,12 trilyon dolardan 4,75 trilyon dolara, Almanya ise 3,37 trilyon dolardan 4 trilyon dolara çıkaracak.
2020 yılında İngiltere 3,85 trilyon dolarla 5’nci, Fransa’yı geride bırakacak olan Hindistan 3,44 trilyon dolarla 6’ncı, Fransa 2,94 trilyon dolarla 7’nci, İtalya 2,14 trilyon dolarla 8’nci, Brezilya 2,05 trilyon dolarla 9’uncu, Kanada 1,96 trilyon dolarla 10’ncu, Güney Kore 1,9 trilyon dolarla 11’nci, Rusya 1,79 trilyon dolarla 12’nci, Avustralya 1,52 trilyon dolarla 13’üncü, 1,5 trilyon dolarla İspanya 14’ncü, Meksika 15’nci, Endonezya 1,19 trilyon dolarla 16’ncı, Hollanda 940,7 milyar dolarla 17’nci olacak. Bu ülkeyi Türkiye takip edecek.

Satın alma gücüyle GSYH

Satın alma gücü paritesiyle GSYH’de Çin, 2014 yılında ABD’yi geride bırakmıştı. Bu şu demek, Çin’in toplam üretimi ABD’deki fiyatlarla ABD’nin toplam üretimini geçti. Fakat cari fiyatlarda hala çok geride. Satın alma gücü paritesiyle GSYH, 2010 yılında Türkiye’de 1,18, 2011’de 1,31, 2012’de 1,37, 2013’de 1,45, 2014’de 1,51, 2015’de 1,58, 2016’da 1,64, 2017’de 1,73, 2018’de 1,83, 2019’da 1,93 trilyon dolar olacak. 2020’de ise 2 trilyon doları aşarak 2,04 trilyon dolara ulaşacak. Satın alma gücü paritesiyle GSYH’de, 2010 ve 2011 yıllarında İran’ın ardından 18’nci büyük ekonomi olan Türkiye, 2012 yılında İran’ı geride bırakarak 17’nci büyük ekonomi olmuştu. IMF tahminlerine göre, Türkiye, 2018 yılında Kanada’yı, 2019 yılında ise İspanya’yı geride bırakarak, Suudi Arabistan’ın ardından 15’inci büyük ekonomi olacak.  

IMF, 2020 yılında Çin’in 28,92, ABD’nin 22,29, Hindistan’ın 12,71, Japonya’nın 5,51, Almanya’nın 4,51, Endonezya’nın 4,1, Rusya’nın 4, Brezilya’nın 3,83, İngiltere’nin 3,25, Fransa’nın 3,16, Meksika’nın 2,84, İtalya’nın 2,52, Güney Kore’nin 2,41, Suudi Arabistan’ın 2,12, Türkiye’nin 2,04 trilyon dolar satın alma gücü paritesiyle GSYH’si olacağı tahmininde bulunuyor. Türkiye’yi 1,99 trilyon dolarla İspanya, 1,98 trilyon dolarla Kanada izleyecek. Bu ülkelerin ardından gelen İran, 1,87 trilyon dolarda kalacak.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

-Dolardaki artışın ekonomiye etkisi...

-Krizler ekonomisi-1994 krizi

-Dolar sevdası hiç geçmiyor…

-Yalnızlık

-Güçlü bir ekonomi için ne yapmalı?