-Yalnızlık ve yabancılaşma aileleri de vuruyor…

-Modern dünyanın en büyük dramlarından biri de yalnızlık ve 
yabancılaşmadır. Bireyselleşen, sözüm ona özgürleşen ama 
özgürleştikçe ortamının tutsağı olan insan, gittikçe yalnızlaşıyor 
-Belki bu durumu en iyi anlatanlar, romanda Yusuf Atılgan, 
şiirde Edip Cansever’dir
-Atılgan, “Aylak Adam” kitabında yalnızlaşan, yabancılaşan 
bir 20. yüzyıl insanını anlatır
-Cansever’in şiirdeki hüzün ve ana temalardan biri de yalnızlık 
ve yabancılaşmadır. Edip Cansever, Tragedyaları’nda yalnızlığı işler
-TÜİK de bu konuyu ele aldığı bir istatistik yayınladı
-Buna göre, tek kişilik hanehalkı oranı 2006-2015 döneminde
yüzde 6,1’den yüzde 14,4’e çıktı
-Bir kişiden oluşan aile sayısının toplam ailelere
oranının, sadece 9 yılda neredeyse 2,4 katına çıkması,
eş ve çocuklardan meydana gelen ailelerin oranının
ise yüzde 21,4 azalması sorunun boyutunu gösteriyor
-Aynı dönemde, tek ebeveynli hanehalkı oranı ise  
yüzde 7,2’den yüzde 7,8’e yükseldi
-Çocuklu çiftlerden oluşan hanehalkı oranı 2006-2015
döneminde yüzde 57’den yüzde 44,8’e indi


 Modern dünyanın en büyük dramlarından biri de yalnızlık ve yabancılaşmadır. Bireyselleşen, sözüm ona özgürleşen ama özgürleştikçe ortamının tutsağı olan insan, gittikçe yalnızlaşıyor.
Belki bu durumu en iyi anlatanlar, romanda Yusuf Atılgan, şiirde Edip Cansever’dir. Atılgan, “Aylak Adam” kitabında yalnızlaşan, yabancılaşan bir 20. yüzyıl insanını anlatır. Cansever’in şiirdeki hüzün ve ana temalardan biri de yalnızlık ve yabancılaşmadır. Edip Cansever, Tragedyaları’nda yalnızlığı işler. Tragedyaların 4’üncü bölümünde şöyle bir diyalog geçer:
“LUSİN
Kaçınılmaz bir yalnızlık seninkisi. Ayrıca
Katı, ilgisiz, iğreti…

STEPAN
Ve diyebilirsin ki Lusin, soyu kalmamış hayvanlar gibi
Öyle bir buz çağını yaşıyorum da
İçkiyle aşıyorum, içkiyle çözüyorum bu cehennemi.”

Türkiye’de aileler de gittikçe yalnızlaşıyor, yabancılaşıyor birbirine. Cansever’in Lusin’e söylettiği gibi; “kaçınılmaz bir yalnızlık… Katı, ilgisiz, iğreti”.
Karl Marx da özellikle 1844 El Yazmaları ve Alman İdeolojisi çalışmalarında yabancılaşmadan bahseder. Marx, yabancılaşmayı iki unsurda görür. Birincisi doğadan kopuş, doğaya yabancılaşma, ikincisi bizzat kapitalist sistemin meydana getirdiği toplumun yarattığı yabancılaşma. İnsanın kendine, ilişkiler bütününe, emeğine ve nihayetinde dünyaya yabancılaşması... Charlie Chaplin’in Modern Zamanlar filmindeki gibi sadece vida sıkan bir kişi olur.
Sonuçta yalnızlık ve yabancılaşma pek istenen bir şey değildir.
Yine de Türkiye’de hızla yaygınlaşmakta olduğu da bir gerçektir.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun “İstatistiklerle Aile” istatistikleri de bunu ortaya koymaktadır.
Türkiye’de, yalnız yaşamak giderek artan bir olgu halini almaktadır. Geniş ailelerden gelen bir toplum artık çekirdek aileden bile uzaklaşmaktadır.
Aileler yalnızlaşmaktadır.
Nitekim, tek kişilik hanehalkı oranı, 2006-2015 döneminde yüzde 6,1’den yüzde 14,4’e çıktı.
2015 yılında 21 milyon 662 bin 260 olan aile sayısının 3 milyon 113 bin 496’sı tek kişilik ailelerden oluştu.
Eş ve çocuklardan oluşan çekirdek aile sayısı 9 milyon 711 bin 356, sadece eşlerden oluşan çekirdek aile sayısı 3 milyon 95 bin 982 oldu.
Ailelerin 1 milyon 352 bin 785’i anne ve çocuklardan, 337 bin 416’sı ise baba ve çocuklardan meydana geldi.
Geniş aile sayısı 3 milyon 578 bin 540’ü, çekirdek aile bulunmayan hane sayısı ise 472 bin 685’i buldu.
Buna göre, toplam ailelerin yüzde 14,4’ü tek kişilik ailelerden, yüzde 14,3’ü sadece eşlerden oluşuyor.
Eş ve çocuklardan meydana gelen ailelerin toplam ailelere oranı, yüzde 44,8’de kalıyor.
Anne ve çocuklardan oluşan ailelerin oranı yüzde 6,2, baba ve çocuklardan oluşan ailelerin oranı ise yüzde 1,6 düzeyinde.
Geniş aileler ise toplam ailelerin yüzde 16,5’ini buluyor.
2006-2015 döneminde, tek kişiden oluşan aile oranı yüzde 6,1’den yüzde 14,4’e çıktı.
Tek ebeveynli hanehalkı oranı ise yüzde 7,2’den yüzde 7,8’e yükseldi.
Çocuklu çiftlerden oluşan hanehalkı oranı 2006-2015 döneminde yüzde 57’den yüzde 44,8’e indi.
Bir kişiden oluşan aile sayısının toplam ailelere oranının, sadece 9 yılda neredeyse 2,4 katına çıkması, eş ve çocuklardan meydana gelen ailelerin oranının ise yüzde 21,4 azalması sorunun boyutunu gösteriyor. 

                                                                                       7 Haziran 2016 - Ankara 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

-Dolardaki artışın ekonomiye etkisi...

-Krizler ekonomisi-1994 krizi

-Dolar sevdası hiç geçmiyor…

-Yalnızlık

-Güçlü bir ekonomi için ne yapmalı?