-Umudu yitirmemek…

İstiyorsan, bekliyorsan, sanıyorsan, olacağını düşünüyorsan umudun var demektir. Ne derseniz deyin, umut, insanın varlığı, ayrılmaz bir parçasıdır. Umutsuzluk, açlıktan, susuzluktan çok daha öte bir yoksunluk halidir. Umudun varsa varsın, yoksa yoksun. Çölde ölmek üzere olan insanın bile su bulma umudu vardır. Bu umutla direnir, karşı koyar, ölmemek için sonuna kadar mücadele eder. Onu yaşatan umuttur. Umut olmazsa gelecek de yoktur. Umut yaşamın sürmesini sağlayandır. Düşmanların birbirlerinin umudu kırma gayretleri bundandır. Kazanma hırsı olmayan, umudunu yitirmiş bir insanın, yaşama sevinci de isteği de kalmamış demektir.
Umutsuz kalmamak, umudu yeşertmek gerek… Hiçbir gece sonsuza kadar sürmez. Her gecenin bir sabahı vardır. Büyük Fransız yazar Victor Hugo bundan dolayı, “en karanlık gece bile sona erer güneş tekrar doğar” der.


En çok aşıklar umutludur. Bir başka büyük Fransız yazar Stendhal’ın, “ufacık bir umut bile aşkın doğması için yeterlidir” demesi boşa değildir. Aşk için ufacık da olsa umut olması şarttır. Umutsuz aşk yoktur.
Türkçe, belki de umudu en iyi anlatan dildir. Umudunu yitirmek, umudunu kırmak, umudun fakirin ekmeği olması, umudu kalmamak, harcanıp giden umutlar, umut içinde beklemek, umuda kurşun işlememesi, umudu aramak, ertelenmiş umut, umuda yolculuk… Umut, hemen her şekilde kullanılır yine de kendinden bir şey kaybetmez. Yitirilebilir, kırılabilir, harcanabilir, ertelenebilir ama yine de aranabilir, beklenebilir. Beklemek umudun temelidir. Umutla beklenir. Bir diğer önemli unsuru sabırdır. Sabırla beklenir. Aşık Daimi’ye atıfla, sabır olmasa Eyüp, nasıl giderdi Mısır’a? Hayal, umudun eş anlamlısıdır. Önce hayal edilir, aynı anda umut başlar. Umut biter, hayal de biter. İnsan hayalleriyle, umutlarıyla yaşar.
Gerçekler… Hayalin imkanını gösterir. Hayalin sınırı yoktur, umut o kadar sınırsız değildir. Gerçek, sınırlıdır. Hayali gerçekler yok edemez, umudu yok edebilir. Yine de geleceğin ne getireceği bilinmez. Her hayal gerçekleşebilir. Umut edilen de olabilir.
Şemsi Tebrizi’nin dediği gibi “hayat bu, bir bakarsın her şey bir anda son bulur. Hayat bu, son dediğin an her şey yeniden canlanır”.
En karanlık gecede bile aydınlık günleri düşünmek, umudu yitirmemek, hiç olmazsa hayallere gem vurmamak gerek…
Gerçekler her zaman güzel değildir.

Nazım Hikmet’in dizeleriyle bitirelim:
“Umut, binbir ayaklı
Umut, güneşte saklı
Umut, edenler haklı

Umut, insanın hakkı…!”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

-Dolardaki artışın ekonomiye etkisi...

-Krizler ekonomisi-1994 krizi

-Dolar sevdası hiç geçmiyor…

-Yalnızlık

-Güçlü bir ekonomi için ne yapmalı?