-Asya ve Avrupa: Güneşin doğuşu da batışı da muhteşemdir
İnsan
hayatında, hatta dünya üzerindeki tüm hayatlarda, güneş kadar önemli çok az şey
vardır. Su ve hava… Güneş, yoksa hayat yok, varsa, hayat için umut var. Uzayda
güneşe uzaklığı bizim gibi olan gezegenler bulmak için boşuna mı çaba harcıyor
insanoğlu. Güneş önemli olmasa Mısırlıların en büyük tanrısı Ra olur muydu?
Doğunun sınırlarındaki Japonya’nın bembeyaz bayrağının ortasındaki kırmızı daire
de güneşi simgelemiyor mu? “Güneşin kaynağı” anlamına gelen Japonya’da doğan güneş…
Japon imparator hanedanın anası, Japon tanrılarının kraliçesi güneşin tanrısı
Amaterasu… Samurayların, Japon gemilerinin bayrağı…
Japonya’dan
doğan Avrupa’dan batan güneş… Doğunun zıttı batı, Avrupa'da cisim buluyor. Güneşin
battığı yer Avrupa, tarihi boyunca büyük krallıklara, imparatorluklara ev
sahipliği yaptı. Dünya kültürünü, medeniyetini kökünden değiştirdi. 19. yüzyılda
gücünün zirvesine çıktı; tüm dünyaya hükmetti, her hükümdar gibi kendini üstün,
diğerlerini parya gördü. Güç zehirlemesinin bir sonucu olarak iki
dünya savaşına ev sahipliği yaptı, büyük acılar yaşadı; dünyada savaşlardan en fazla kayıp vermiş
kıta oldu. Aslında Asya’nın yarımadası olsa da kendini kültürel olarak ayırabildi;
Asya’yı bile boyunduruğuna aldı…
Her
şeyde olduğu gibi kuralı koyan sınırı da çizer. Her ne kadar kelime kökeni Sami
dillerindeki Erep ya da İrib sözcüğünden gelse de güneşin battığı taraf
anlamında kullanılsa da Fenikeliler Yunanlara sözcüğü ihraç etse de Avrupa’ya
anlamını da sınırlarını da veren Yunan’dır. Şu küçük Yunanistan’ın ettiği
işlere bak…
Yunan
sınır koyunca nereye koyacak tabii Ege Denizi’ne. Ege’nin batısı, suyun öte
yakası Avrupa, doğusu ise Asya…
Demokrasiye,
sosyal hukuk devletine, insan haklarına, Cumhuriyete kökünden bağlı biri olarak
kendimi her zaman Avrupa’ya yakın hissetsem de Ege’nin doğusu kalmaya mahkum
olsam da her zaman Asya ve Avrupa’nın arasında biraz ondan biraz ondan tam bir
karışım olduğum da su götürmez. Demokrasi, hukuk devleti, insan hakları, sosyal
haklar, Anayasacılık ilkeleri olunca Avrupalı, başkaldırı, eşitlik, haksızlığa
karşı direnme, ezilenin yanında olma, ırkçılıktan nefret konu edilince Asyalı,
hatta Afrikalı olurum…
İki
aşk arasında kalmış biri olarak akıl ve mantık olunca Avrupa, duygu ve ihtiras
olunca Asya. Var mı Avrupa’da duygu ve ihtiras?
Bizi
biz yapan koca Anadolu, Avrupa’ya da Asya’ya yanaşmamış, aralarında kalmayı
tercih etmiştir. Nazım’ın “Dört nala gelip Uzak Asya’dan bir kısrak başı gibi
uzanan bu memleket, bizim” demesi bundandır. Anadolu Asya’nın devamıdır ama
Avrupa’ya da bir kısrak başı gibi uzanır.
Mitolojide
Finike Kralı Agenar ile Telepassa’nın kızı Avrupa’nın, boğa kılığına giren Zeus
tarafından İda Dağı’na (Kaz Dağları) kaçırılması da ilginçtir.
Aslında
bir Asyalı olan Finike Kralı’nın kızı Avrupa adını taşır ve bir Avrupalı
tarafından kaçırılır.
Avrupa’dan
ya da Yunanistan’dan doğuya bakın Asya veya küçük Asya dev gibi görünür. Heybetli
ve mağrur…Yenilmez doğu, nasıl oldu da batıya yenildi. Tarihte gizlidir. Hemen
her şeyi Doğu’dan alan Avrupa’nın, akıl ve mantığı kullanması nedeniyle, duygudan,
gizemden, masaldan oluşan Doğu’yu alt etmesi zor olmadı.
Bizim
Avrupa ile ilişkimiz de böyle olmadı mı? Ta antik çağda Yunan devletleriyle
savaşan Anadolu, bu savaşı neyle kaybetti? Truva atı hilesiyle. Koca Pers
İmparatorluğu, Yunan’a niye kaybetti? Makedonya gibi küçük bir yerden çıkan
İskender, tüm Doğu’ya hükmetmedi mi?
Pers’i nasıl yendi? Savaş hilesiyle… Ne diyoruz her maça çıktığımızda “Avrupa
Avrupa duy sesimizi”. Sesimizi duyurabildik mi? 54 yıldır Avrupa girmeye çalıştığımıza
göre duyuramadık. 1990’larda Avrupa macerasına başlayan Polonya duyurdu mu?
2004’de tam üye olduğuna göre kısa zamanda duyurdu?
Şimdi
de yine Avrupa’ya kızıyoruz. Duygularımızla hareket ediyoruz. Avrupa ise
mantığıyla… Biz aşk, sonsuz aşk, tam bağlılık istiyoruz, Avrupa mantık
evliliği. Bu evliliğin, olsa bile ki çok zor, mutlu yürümeyeceği açık. Bu evlilikten
ihtiras çıkmaz, bağlılık da çıkmaz, aşk hiç çıkmaz.
Biz
iflah olmaz bir Doğuluyuz ama Avrupa ile yaşamak istiyoruz. Bu kötü bir şey de
değil. Güneşin doğuşu da batışı da muhteşemdir.
Yorumlar
Yorum Gönder