-Gelişmiş ülkeler nasıl yakalanır?
Türk
ekonomisinin, gelişmiş bir ekonomi olması için, gelişmiş ülkeleri yakalaması
hatta Cumhuriyetimiz kurucusu, Büyük Atatürk’ün dediği gibi “muasır medeniyet
seviyesinin üzerine çıkması” için yapılması gerekenler şöyle sıralanabilir:
-
İstikrar sağlamalıdır. Bu istikrar hem ekonomik hem siyasi istikrarı kapsıyor. İstikrarı
sağlamanın yolları da belli. Hukuk kuralları içinde hareket eden, öngörülebilir
bir yönetim. Burada yargı, yürütme, yasama ilişkileri, siyasi partiler ve seçim
kanunları, yargı bağımsızlığı çok önem taşıyor. İşleyen bir adalet sistemi, insan
haklarının korunması, buna dayalı anayasal sistem çok önemli.
-
Üretime
dayalı bir ekonomik yapı kurulmalıdır. Çağımızda gelişmiş ülkelerde hizmetler sektörü artık
milli gelirin yüzde 70’leri aşsa, inşaatla beraber yüzde 80’lere dayansa da
sanayinin payı yüzde 20’lere, tarımın payı yüz de 1-2’lere inse de ekonomide
esas olan reel sektördür. Sanayi ve tarım olmadan olmaz. Hizmet sektörü de
ticaretten, ulaştırmaya reel sektörünün üretiminin üzerine kuruludur.
-
İhracata
dayalı bir ekonomik yapı oluşturulmalıdır. Türkiye, doğal kaynakları itibarıyla kolay döviz
kazanan bir ülke değil. Petrol, doğalgaz, altın, bakır gibi değerli ve çok
fazla döviz kazandıran büyük bir doğal kaynağı yok. Türkiye, petrolden,
doğalgazdan yüz milyarlarca dolar döviz geliri olan ülkeler gibi değil. Başta
petrol, doğalgaz gibi hidrokarbonlar olmak üzere hammadde ithalatı yapmak
zorunda. Aramalı ithalatı için döviz ödemek durumunda. Bu ülke, şu anda bile
nereden baksanız 250 milyar dolarlık bir ithalat yapıyor. Bunda tüketim
mallarının ithalatı yüzde 11’lerde. İthalatta hammaddelerin payı yüzde 75’e,
yatırım mallarının payı ise yüzde 14’lere yaklaşıyor. Ne yaparsanız yapın
ithalatı çok fazla kısamıyorsunuz. İçte üretime dayalı modele geçmek bir
zorunluluk ama hammaddelerin büyük bölümü de hidrokarbon ithalatı ve mineral
ithalatına dayanıyor. Bu ithalatı yapmak için ihracattan başka yolunuz yok.
Üretecek, ihraç edeceksiniz. İhracat, ülke ekonomisini de dönüştüren bir eylem.
İhraç edebilmek için, kalite ve standardı yakalamak, rasyonel üretim modeliyle verimi
artırarak maliyetlerinizi en aza indirmek, ülke imajınızı düzeltmek, marka
yaratmak zorundasınız.
-
Üretimde
yüksek teknolojiye geçilmelidir. Türkiye’nin klasik sanayileşmeyle
gelip gelebileceği en yüksek seviye burası. Bundan sonra büyümek, kişi başına
milli gelirini 40-50 bin dolarlara çıkarmak için bilgiye dayalı, ileri
teknolojiyle desteklenmiş üretim modeline geçmesi gerekiyor. Yüksek verimlilik ve düşük maliyet ve dolayısıyla karlı üretim için de bu zorunlu. Artık, gelişmiş
ülkeler, marka dışında tekstil konfeksiyon üretimi yapmıyorlar. O alanı üçüncü
dünya ülkelerine bırakmış durumundalar.
- Eğitimli nüfus. Bütün
bunlar ancak ve ancak çok iyi eğitim almış yüksek nitelikli bir nüfusla
mümkündür. Sanayinin, hizmet sektörünün yetişmiş eleman ihtiyacı eğitimde
yapılacak düzenlemelerle karşılanmalıdır. Tüm nüfusun eğitim seviyesini
yükseltmeden verimli bir ekonomik yapı da işleyen bir demokrasi de kurulamaz. Bırakın okuma yazma bilmeyeni,
bilgisayar, internet başta olmak üzere çağın gerektirdiği teknolojiyi
kullanamayan Türk vatandaşı kalmamalıdır. Güney Kore, Hong Kong, Singapur,
Tayvan gibi Asya kaplanları öncelikle büyük eğitim yatırımlarıyla ekonomik
gelişmelerini tamamlamışlardır.
-
Altyapısı tamam bir ülke. Ülkenin, karayolu, demiryolu, liman,
havaalanı, elektrik, su, kanalizasyon, telekomünikasyon yatırımları
tamamlanmalı. Tarımda sulama sorunu çözülmeli, arazi parçalanması gibi yapısal
sorunlar halledilmeli.
- Örgütlü toplum. Sendikalardan,
tüketici örgütlerine, kooperatiflere, meslek kuruluşlarına kadar örgütlenme
desteklenmeli, tüm nüfus örgütlü bir toplum haline getirilmeli.
-
Planlı yönetim. Tabii
bütün bunları yapmak için bir stratejiniz, planınız olacak. Türkiye’nin kısa
vadede gelişmiş ülkeler seviyesine ulaşması mümkün görünmüyor. 5 yıllık, 10
yıllık, 30 yıllık hatta 50 yıllık stratejiler oluşturmak, ara hedefler koymak,
buna göre planlamanızı yapmanız gerekiyor. Tabii tüm hedef, strateji ve planlar,
ayakları yere basarak, ayrıntılı olarak hazırlanmalıdır. Ham hayallere
kapılmak, hedefinizden sizi saptırır. Biraz zaman, kararlılık ve sabır
gerekiyor.
Yorumlar
Yorum Gönder