-Bu maliyetlerle inşaat zor…
-İnşaatta maliyetler arttı, satışlar düştü
-Ağustos ayı itibarıyla son bir yıllık dönemde inşaatta maliyetler
-Ağustos ayı itibarıyla son bir yıllık dönemde inşaatta maliyetler
malzemede yüzde
41,09, işçilikte yüzde 16,87 arttı
-Verilen destek ve kampanyaların bir sonucu olarak 47 bin 648’e çıkan
kredili (ipotekli) konut satışları da Temmuz’da 30 bin 405’a indi.
Ağustos’ta 12 bin 743, Eylül’de 11 bin 330 ile dibe vurdu
-Verilen destek ve kampanyaların bir sonucu olarak 47 bin 648’e çıkan
kredili (ipotekli) konut satışları da Temmuz’da 30 bin 405’a indi.
Ağustos’ta 12 bin 743, Eylül’de 11 bin 330 ile dibe vurdu
-Sektör açısından önemli bir itici güç olan kredili konut
satışlarında
yaprak kımıldamıyor. Satışlarda geçen yılın Eylül ayına göre yüzde 72,
bu yılın Haziran ayına göre yüzde 76,2 azaldı
yaprak kımıldamıyor. Satışlarda geçen yılın Eylül ayına göre yüzde 72,
bu yılın Haziran ayına göre yüzde 76,2 azaldı
-Böyle giderse, 2017
yılında 473 binin üzerinde olan kredili konut
satışları, 2018’de 300
binin hatta 290 binin altına inecek
-Temmuz ayı istihdam
verilerine göre, inşaat sektöründeki istihdam,
geçen yılın aynı
ayının 164 bin kişi altında kaldı. Esas düşüşün
görüleceği Ağustos ve
Eylül rakamları inşaattaki istihdamın durumunu
daha net ortaya
koyacak
-Her ne kadar üretken bir sektör olarak görülmese de yine de
ekonomideki çarkların dönmesi için inşaatın, yeniden ayağa
ekonomideki çarkların dönmesi için inşaatın, yeniden ayağa
kalkması şart
Ankara
– 28.10.2018 – İnşaat, Türk ekonomisinin önemli sektörlerinden biri. Çeşitli
hesaplamalara göre 300’den fazla sektörü etkileyen inşaat sektör, kış aylarında
bile 2 milyon dolaylarında istihdam sağlayarak işsizliğin de önemli
panzehirlerinden biri durumunda. Özellikle yaz aylarında sektörün sağladığı
istihdam ortalama 100-200 bin kişi artıyor.
Kredi
faizlerinin yükselmesi, enflasyonun özellikle Eylül ayı itibarıyla yurt içi
üretici fiyatları endeksinin (Yİ-ÜFE) yüzde 46,15 artması, buna karşın alım
gücünde meydana gelen düşüşle talebin daralması inşaat sektörünü vurdu. Maliyetlerin arttığı, buna karşın satışların düştüğü sektörde sıkıntılı günler yaşanıyor. Bu maliyetlerle inşaata devam etmek
gerçekten çok zor, hatta imkansıza yakın… İnşaatına devam etseniz ve inşaatları
bitirseniz dahi kime satacaksınız. Sektörde yaprak kımıldamıyor.
Türkiye
İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, inşaat maliyetleri, Ağustos ayı
itibarıyla son bir yıllık dönemde malzemede yüzde 41,09, işçilikte yüzde 16,87 arttı.
Toplam maliyetteki artış yüzde 33,36. Oysa 2016 yılı Ağustos ayı itibarıyla son
bir yıllık dönemdeki toplam maliyet artışı yüzde 10,41, 2017 yılı Ağustos
ayında ise yüzde 15,74 idi.
İkamet
amaçlı binalardaki artış malzemede yüzde 38,18, işçilikte yüzde 16,63,
ikamet
amaçlı olmayan binalardaki artış malzemede yüzde 39,85, işçilikte yüzde 17,20,
hizmet
projelerindeki artış malzemede yüzde 32,71, işçilikte yüzde 16,49,
diğer
bina dışı yapılardaki artış malzemede yüzde 28,87, işçilikte yüzde 16,82.
-En fazla artış kara
ve demir yolu malzeme maliyetlerinde-
Esas
dikkat çekici olan ise kara ve demir yolu inşaatlarındaki artışlar.
Kara
ve demir yolu inşaatlarında maliyetler, işçilikte yüzde 18 artarken, malzemede
yüzde 56,58’e kadar çıkıyor.
Maliyetler
böyleyken, talep nasıl diye bakacak olursak,
Haziran
verilen destek ve kampanyaların bir sonucu olarak 47 bin 648’e çıkan kredili (ipotekli)
konut satışları da
Temmuz’da
30 bin 405’a indi.
Ağustos
ayında ise 12 bin 743’e, Eylül’de 11 bin 330 ile dibe vurdu.
Sektör açısından önemli bir itici güç olan kredili konut satışlarında yaprak kımıldamıyor. Satışlarda geçen yılın Eylül ayına göre yüzde 72, bu yılın Haziran ayına
göre yüzde 76,2 azaldı.
Böyle
giderse, 2017 yılında 473 binin üzerinde olan kredili konut satışları 300 binin
hatta 290 binin altına inecek.
İnşaatın
istihdam piyasasındaki önemi de yadsınamayacak kadar büyük. Temmuz ayı istihdam
verilerine göre, inşaat sektöründeki istihdam, geçen yılın aynı ayının 164 bin
kişi altında kaldı.
2017
yılı Temmuz ayında 2 milyon 184 bin kişinin çalıştığı sektörde, bu yıl istihdam
edilen sayısı 2 milyon 20 bine geriledi.
Esas
düşüşün görüleceği Ağustos ve Eylül rakamları inşaattaki istihdamın durumunu daha
net ortaya koyacak.
-300 sektöre katkı
veriyor, 2 milyon kişilik istihdam yaratıyor-
Her
ne kadar üretken bir sektör olarak görülmese de ki imalat
sanayi ile karşılaştırdığımız bu açıkça anlaşılıyor, yine de ekonomideki
çarkların dönmesi için inşaatın, yeniden ayağa kalkması şart.
Yarattığı
2 milyonluk istihdam, katkı verdiği 300 sektör göz önünde bulundurulduğunda sektörün
ihmal edilmeyecek kadar önemli olduğu da görülüyor.
Yine
de çok gereksiz inşaat yatırımları yaptığımız, parayı betona gömdüğümüz de bir
gerçek. Görünen o ki içinde bulunduğumuz sıkıntılarda yatırım tercihlerinin
doğru yapılmamasının payı da çok büyük.
-2016’da konuta 73,5,
ulaştırma yatırımlarına 83,9 milyar dolar harcandı-
2016
yılında 862,7 milyar dolar olan gayri safi yurt içi hasılanın 252,9 milyar
dolarının sabit sermaye yatırımlarına ayrıldı. Bu yatırımın yüzde 13,8’i olan
35 milyar dolarını kamu, yüzde 86,2’si olan 217,9 milyar dolarını özel sektör
harcadı.
Bu
tutarın 73,5 milyar doları konut, 83,9 milyar doları ulaştırma yatırımlarına gitti.
Buna
karşın, sabit sermaye yatırımları,
imalat
sektöründe 45,8 milyar dolarda,
eğitimde
8,4 milyar dolarda,
sağlıkta
7,3 milyar dolarda,
tarımda
5 milyar dolarda,
turizmde
4,6 milyar dolarda,
enerjide
3,9 milyar dolarda,
madencilikte
3,8 milyar dolarda,
diğer
yatırımlarda ise 16,7 milyar dolarda kaldı.
Tüm
sabit sermaye yatırımlarının yüzde 62,2 (157,4 milyar dolar) sadece ulaştırma
ve konuta yatıran,
buna
karşın imalat sektörü yatırımlarının toplam sabit sermaye yatırımlar içindeki
payı yüzde 18,1,
tarım
yatırımlarınki yüzde 2,
turizm
yatırımlarınınki yüzde 1,8,
enerji
yatırımlarınınki yüzde 1,5,
madencilik
yatırımlarınınki yüzde 1,5’de kalan bir ülkenin ekonomik sorun yaşamaması
mucize olurdu. Oysa ekonomide mucizelere yer yoktur. Mucizeye bel bağlarsanız
önünde sonunda gerçeklerle karşı karşıya kalırsınız.
-“Bu yatırım
dağılımıyla ekonomik sorunların çözülmesi mümkün değil”-
Bu
yatırım dağılımıyla ülkenin ekonomik sorunlarını kalıcı bir şekilde çözmesi mümkün
değildir. Eğitime, toplam sabit sermaye yatırımlarının yüzde 3,3’ünü, sağlığa
yüzde 2,9’unu ayıran bir ülkenin eğitim ve sağlık sorunlarını da çözmesine
imkan yoktur.
İnşaat
sektörünün ülke içinden çok yurt dışına yönelmesi ekonomimize çok daha büyük
katkı sağlayacaktır. Bu yatırımların kar payı doğrudan ülkemize transfer
edilecek, çok sayıda insanımıza yurt dışında çalışma imkanı sağlanacak,
ülkemizden ihale alınan ülkelere önemli bir mal satışı olacaktır.
Geçmişte,
Rusya, Libya, Türk cumhuriyetleri, Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinde alınan
büyük projelerin Türk inşaat sektörüne katkısını belki gençler bilmeyebilir ama
yaşı 50 ve üzeri olanlar çok net anımsayacaklardır. Yüzbinlerce işçimiz,
mühendisimiz Libya, Rusya, Türk cumhuriyetleri, Suudi Arabistan, Kuveyt,
Birleşik Arap Emirlikleri, Irak gibi ülkelerde çalışmaya gitmişlerdi.
-Çözümün yolu, uzun
vadeli düşük faizli kredi, yurt dışına yönelme,
içerde üretim-
İnşaat
sektörünün canlanmasının yolu, uzun vadeli düşük faizli kredi sistemiyle
talebin artırılmasından, inşaat firmalarının yurt dışına yönelmesinden, inşaat
malzemelerinin de yurt içinde üretilmesinden, kamu ihale düzeninin top yekun
değişerek gelişmiş ülkelerdeki hale dönüşmesinden, kamunun hak edişleri
zamanında ödemesinden geçer. Bunları sağlamanın o kadar kolay olmadığı da bir gerçektir.
Zaman, sabır, maliyet ve kökten bir dönüşüm ister. Yapılabilir mi? Yapılabilir.
Daha doğrusu yapılmasından başka bir yol yoktur.
Yorumlar
Yorum Gönder