-Ekonomide üçüncü çeyreği hizmetler kurtardı…


-Sıkıntı kamu harcamalarının artırılmasıyla aşılabilir. Bu ortamda,
devletin Keynesyen politikalar izlemesi, daha fazla harcama yapması
gerekiyor
-Şirketlerin ve hanehalklarının borç vadeleri uzatılarak rahatlatılması,
yatırımların hızlandırılması, ihracatın desteklenmesi, istihdam üzerindeki
vergi ve sosyal güvenlik gibi yüklerin hafifletilmesi, tüm ekonomiyi
etkileyen enerji maliyetlerinin vergi indirimleriyle azaltılması
bir zorunluluk
-Ekonomi sert yükseliş ve inişlerden olumsuz etkilenir. Yumuşak bir
geçiş gerekir. Faizler bu seviyeye çıkmışken izlenecek çok sıkı para
politikası ve enflasyonu keskin bir şekilde düşürmeye yönelik politikalar
şirketleri de kişileri de zora sokar, ters teper, borç yükü altında
ezilmelerine neden olur


Ankara – 10.12.2018 – Ekonomide üçüncü çeyreği hizmetler kurtardı… Büyümenin sanayide yüzde 0,3, tarımda yüzde 1’de kaldığı, inşaatın yüzde 5,3 küçüldüğü Temmuz-Eylül döneminde, hizmetler sektörü yüzde 4,5 büyümeyle reel ekonomik büyümenin yüzde 1,6’da kalmasını sağladı.
Toplam ekonomi, 2016 yılında yüzde 3,2, 2017’de yüzde 7,4 büyümenin ardından bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 7,2, ikinci çeyreğinden yüzde 5,3 büyümüştü.
Eğer, hizmetler sektörü de sanayide olduğu gibi yüzde 0,3 büyüseydi, ekonomideki büyüme üçüncü çeyrekte yüzde 0,6’da kalacaktı. Büyümede devletin nihai tüketim harcamalarındaki yüzde 7,5’lik reel artış etkili oldu. Özel tüketimin neredeyse yerinde saydığını görüldü. Yerleşik hanehalklarının ve hanehalkına hizmet eden kar amacı olmayan kuruluşların toplam nihai tüketim harcamalarında artış yüzde 1,1’i geçemedi. Oysa toplam nihai tüketim harcamaları birinci çeyrekte yüzde 9,1, ikinci çeyrekte yüzde 6,4 artmıştı. Tabii bundan 2017’nin üçüncü çeyreğindeki yüzde 10,3’lük büyümenin yarattığı baz etkisi de bulunuyor.
Yatırımlarda yüzde 3,8’lik azalmada ciddi bir durum. 2016 yılında yüzde 2,2, 2017 yılında yüzde 7,8 büyüme gösteren yatırım miktarı, bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 7,9, ikinci çeyreğinde yüzde 4,2 artmıştı.
Döviz kurlarında görülen yükselme dış ticarete de yansıdı. İhracat artışa geçerken, ithalat daraldı. Mal ve hizmet ihracatında yüzde 13,6’lık bir artış, mal ve hizmet ithalatında ise yüzde 16,7’lik bir azalma gerçekleşti.
Cari gayrisafi katma değer içinde hem işgücü ödemelerinin payı hem de net işletme arttığı/karma gelirin payı geriledi. İşgücü ödemelerinin payı yüzde 32,5’den yüzde 31,6’ya, net işletme arttığı/karma gelirin payı ise yüzde 52’den yüzde 51,8’e geriledi. Çıkan sonuç çalışan da işletme de kaybetmiş.
Takvim etkisinden arındırılmış büyüme, üçüncü çeyrekte geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 2,1 artarken, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış Gayrisafi Yurt İçi Hasıla ikinci çeyreğe göre yüzde 1,1 geriledi.

-Dolar bazında gerileme...

Dolar bazında, geçen yıl üçüncü çeyrekte 235 milyar 838 milyon dolar olan milli gelir, bu yıl 187 milyar 100 milyon dolara indi. Buna göre, üçüncü çeyrekte, dolarda yaşanan aşırı artışın bir neticesi olarak milli gelirde 48 milyar 738 milyon dolarlık bir azalma meydana geldi. İlk çeyrekte dolar bazında geçen yılın 30 milyar 580 milyon dolar üzerinde bir milli gelire ulaşılmıştı. İkinci çeyrekte milli gelir, sadece 455 milyon dolarlık azalmayla hemen hemen geçen yılın milli geliri seviyesinde gerçekleşmişti.
Ocak-Eylül döneminde dolar bazında ekonomi geçen yıl 616 milyar 567 milyon dolarken bu yıl 597 milyar 954 milyon dolara geriledi.
Eylül itibarıyla son bir yıllık yurt içi gelir 832 milyar 878 milyon dolar oldu. 2017 yılı yurt içi geliri 851 milyar 491 milyon dolardı.
Bu sonuçların ardından dördüncü çeyrek sonuçları daha önem kazandı. İnşaat sektöründe üçüncü çeyrekte görülen yüzde 5,3’lük gerileme önemli bir sorun olarak görülüyor.

-İnşaatta durum iyi gitmiyor

İnşaatta durumun iyi gitmediğini rakamlar da ortaya koyuyor. Belediyeler tarafından verilen yapı ruhsatların 2018 yılının Ocak-Eylül döneminde, bina sayısında yüzde 41,4, yüzölçümünde yüzde 55,1, değerde yüzde 44,7, daire sayısında yüzde 58,6 azaldığı görülüyor. Ağustos ayı itibarıyla son bir yıllık dönemde inşaatta maliyetlerin malzemede yüzde 41,09, işçilikte yüzde 16,87 arttığı, Haziran ayında 47 bin 648 olan kredili (ipotekli) konut satışlarının da Temmuz’da 30 bin 405’e, Ağustos’ta 12 bin 743’e, Eylül’de 11 bin 330’a indiği de bir gerçek.
Görünen o ki yılın son çeyreğinde de inşaatta durum çok iyi olmayacak. Çok büyük olasılıkla inşaatta küçülme dördüncü çeyrekte de devam edecek.
Durumu, sanayi belirleyecek gibi görünüyor.
Hükümet 2018’de yüzde 3,8, 2019’da yüzde 2,3 büyüme öngörse de 2018’in 4., 2019’un 1. ve 2. çeyrekleri sıkıntılı geçecek gibi…
Bu sıkıntı kamu harcamalarının artırılmasıyla aşılabilir. Bu ortamda, devletin Keynesyen politikalar izlemesi, daha fazla harcama yapması gerekiyor. Şirketlerin ve hanehalklarının borç vadeleri uzatılarak rahatlatılması, yatırımların hızlandırılması, ihracatın desteklenmesi, istihdam üzerindeki vergi ve sosyal güvenlik gibi yüklerin hafifletilmesi, tüm ekonomiyi etkileyen enerji maliyetlerinin vergi indirimleriyle azaltılması bir zorunluluktur.
Ekonomi sert yükseliş ve inişlerden olumsuz etkilenir. Yumuşak bir geçiş gerekir. Faizler bu seviyeye çıkmışken izlenecek çok sıkı para politikası ve enflasyonu keskin bir şekilde düşürmeye yönelik politikalar şirketleri de kişileri de zora sokar, ters teper, borç yükü altında ezilmelerine neden olur.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

-Dolardaki artışın ekonomiye etkisi...

-Krizler ekonomisi-1994 krizi

-Dolar sevdası hiç geçmiyor…

-Yalnızlık

-Güçlü bir ekonomi için ne yapmalı?