-Ülke nüfus ve ekonomisinin dağılımında strateji nasıl olmalı?


-İster iç politika ister dış politika olsun yönetim ve ekonomi
bir denge işidir
-Bu konuda stratejimizin ve politikalarımızın yanlış olduğu
ortadadır. Nüfus belli merkezlerde toplanırken, ülkenin büyük
bölümünün ise hızla boşaldığının tespitini yapabiliriz
-Ülkenin omurgası olan Ankara’dan Kars’a olan bölgede
büyük bir nüfus azalması vardır. Bu bölgede özellikle Sivas ve
Erzurum birkaç milyonluk şehir merkezleri haline getirilirse
ülke nüfusu çok daha dengeli bir hal alır


Ankara – 17.01.2019 – Türkiye İstatistik Kurumu, Ocak ayının sonuna doğru 2018 yıl sonu nüfusunu açıklayacak. Yine nüfusun büyükşehirlerde, Marmara, Ege, Akdeniz kıyılarında ve Güneydoğu’da hızla arttığını, buna karşın iç bölgelerde, Doğu Anadolu’da ve Karadeniz’de yerinde saydığını ve önemli sayıda ilde de azaldığını göreceğiz.
Görünen köy klavuz istemez. Bu konuda stratejimizin ve politikalarımızın yanlış olduğu ortadadır. Nüfus belli merkezlerde toplanırken, ülkenin büyük bölümünün ise hızla boşaldığının tespitini yapabiliriz. Peki, ülke nüfus ve ekonomisinin dağılımında strateji nasıl olmalıdır? Öncelikle şunu söylemek gerekir. İster iç politika ister dış politika hatta ister para politikası ister maliye politikası olsun yönetim ve ekonomi bir denge işidir. Dengeli bir şekilde yönetemezseniz başarısız olursunuz. Bunun bedelini de toplumun çok büyük bir bölümü öder. Dengenin büyük önem taşıdığı, üretim-tüketim, çevre-enerji/sanayi/tarım, gelir-gider, borç-alacak, aktif-pasif, ihracat-ithalat gibi daha bir sürü konu sayılabilir. Cari denge, bütçe dengesi, stok yönetimi, finansal denge, gelir dağılımı, hatta vücut ağırlığı, besin piramidi, kan basıncı (tansiyon), diyabet (şeker hastalığı) gibi birçok unsurda denge hayati önemdedir.
Ülke nüfusunun dağılımındaki dengenin de başta savunma, kamu idaresi, ulaşım, çevre, su, tarım olmak üzere birçok alanı doğrudan etkilediği kuşku götürmez bir gerçektir.

-Dengesiz dağılımın Türkiye örneği

1960 öncesinde Türk sanayinin büyük bölümünün yüzölçümü ülke yüzölçümünün yüzde 3’ü olan İstanbul’un Avrupa yakası başta olmak üzere Trakya yarımadasında toplandığı, İstanbul nüfusunun yüzde 80’inin bu bölgede olduğu ve bunun ülke savunması açısından bakıldığında askeri strateji açısından yanlış bulunduğu biliniyor. Nitekim, o tarihten itibaren, teşviklerle sanayinin başta İstanbul’un Anadolu yakası, Kocaeli ve Bursa olmak üzere Anadolu’ya kaydırıldığı ve günümüzde İstanbul nüfusunda Anadolu yakasının payının yüzde 45’i aştığını da görüyoruz.   

-AB, bölgesel gelişme politikalarına büyük miktarlarda kaynak aktarıyor

Özellikle son 40-50 yılda gelişmiş ülkelerin, ülke sanayini, ticaretini, ekonomisini, nüfusunu bütün ülkeye dengeli bir şekilde yaymak için çaba gösterdiği, halen de bu politikaları devam ettirdikleri biliniyor. Nitekim Avrupa Birliği, bölgesel gelişme politikalarına büyük miktarlarda kaynak aktarıyor. Bölgesel gelişmişlik farklarını en aza indirmeye çalışıyor. Gelişmiş ülkelerin belli merkezlerde, çoğunlukla da bir merkezde toplanan finans gibi bir iki istisnai alan hariç ülke sanayini, ticaretini, ekonomisini, nüfusunu büyük oranda dengeli bir şekilde dağıttıklarını görüyoruz.  
Türkiye’nin de yetersiz kalsa da teşvikler, vergi indirimleri yoluyla illerin gelişmişlik düzeyleri dengelemeye çabaladığını, birinci derecede kalkınmada öncelikli veya ikinci derecede kalkınmada öncelikli iller belirlediğini biliyoruz. Bunda bir başarıya ulaşıldı mı dersek buna olumlu yanıt vermek çok zor. İstanbul ile Ağrı arasında 5,1 kata varan kişi başına milli gelir farklılığı bunun hala başarılamadığını bize açıkça gösteriyor. “İstanbullu, Kocaelili 17-18 bin dolar kişi başına milli gelirle yaşarken, Şanlıurfalıya, Vanlıya 4 bin dolar, Ağrılıya 3 bin 500 dolar düşüyorsa bir sorun vardır” demek lazım.

-ABD’de, her bölgede bir büyükşehire rastlanıyor

ABD, geçmişte ülkenin kuzey doğusunda yoğunlaşan nüfusunu ülke çapında büyük merkezler oluşturarak önemli ölçüde ülke sathına yaydı. Bugün ABD nüfusunun büyük kısmı hala ülkenin kuzey doğusunda yer alan Boston, New York, Philadelphia, Washington, Baltimor, Chicago, Detroit, Pittsburgh, Clevland şehirlerinde ve onların yakın çevresinde yaşıyorsa da artık Kaliforniya, Texas, Florida başta olmak üzere orta, orta güney, güney ve batı eyaletleri de çok büyük bir nüfus barındırıyor. Ülkeyi 8-10 parçaya bölseniz hemen her bölgede 5-6 milyon nüfuslu kentlere rahatlıkla rastlarsınız.
Yine Almanya belki nüfusunun ve ekonomisinin dağılımı en iyi yapmış ülkelerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Ülkenin kuzeyi de ortası da güneyi de batısı da aynı gelişmişlikte. En geri kalmış bölge Doğu Almanya’nın katılımıyla doğu olsa da o bölge de diğer bölgelerle arasındaki farkı kapatmaya oldukça yaklaştı. Nitekim, 2014 yılında uzmanların yaptığı hesaplamalara göre, iki Almanya’nın birleşmesinin maliyeti 2 trilyon avroyu geçti. Hatta bazı ekonomistler, faiz de içine katıldığında bu maliyetini 3 trilyon avro olarak hesaplıyorlar.

-4 büyük kent dışında çekim merkezleri belirlenmeli

Yapılması gereken bellidir.
Aynı Almanya’nın, ABD’nin veya diğer gelişmiş ülkelerin yaptığı gibi ekonomiyi ülke sathına dengeli bir şekilde yaymak gerekir.
İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa’dan oluşan 4 büyük kent yeterince nüfus barındırmaktadır. Bu bölgelerde nüfus yoğunlaşmasının daha da artmasının önüne geçilmelidir.
İç Anadolu’da Sivas, Kayseri, Konya, Eskişehir,
Doğu Anadolu’da Erzurum, Kars, Erzincan, Van, Elazığ, Malatya,
Güneydoğu Anadolu’da Diyarbakır, Şanlıurfa, Gaziantep,
Batı Karadeniz’de Zonguldak, Kastamonu,
Doğu Karadeniz’de Trabzon, Samsun, Çorum,
Akdeniz’de Adana, Mersin, Hatay, Antalya,
Ege’de Aydın, Manisa, Denizli, Afyonkarahisar, Kütahya,
Marmara’da Balıkesir, Çanakkale, Edirne, Sakarya
gibi iller çekim merkezleri olarak belirlenmeli ve sanayi, ticaret, ekonomi, nüfus buralara yönlendirilmelidir.
Ülkenin omurgası olan Ankara’dan Kars’a olan bölgede büyük bir nüfus azalması vardır.
Bu bölgede köyler boşalmış, kasabalar nüfuslarını kaybetmiş, il merkezleri de yeterince gelişmemiştir.

-Ankara-Kars hattındaki 6 ilden 5’inin nüfusu azaldı

2008-2017 döneminde, ülke nüfusu 9 milyon 293 bin 425 kişilik artışla 71 milyon 517 bin 100’den 80 milyon 810 bin 525 kişiye çıkarken, nüfus, Ankara-Kars hattında yer alan, Yozgat’ta 65 bin 556, Kars’ta 24 bin 474, Erzurum’da 14 bin 491, Sivas’ta 9 bin 811, Kırıkkale’de 576 azalmış, sadece Erzincan’da 20 bin 866 kişilik nüfus artışı olmuştur. 52 milyon nüfuslu, 100 bin kilometrekare yüzölçümlü Güney Kore’ye yakın, 93 bin 659 kilometrekarelik alanıyla ülke alanının yüzde 12’sini kaplayan bu illerin, toplam 2,6 milyonu bile bulmayan nüfuslarıyla ülke nüfusundan aldıkları pay yüzde 3,2’de kalmaktadır. 2008-2017 döneminde, yine bu ilerin komşusu olan Çorum’da 17 bin 22, Ardahan’da 15 bin 146, Tokat’ta 15 bin 72, Tunceli’de 3 bin 951 kişilik azalma görülmüştür.
Bölgede, neredeyse, western filmlerindeki boşalmış, harabe haline dönmüş eski maden şehirleri gibi kasabalar, köyler oluşmuştur.
İç Anadolu, Doğu Anadolu, İç Batı Anadolu, Karadeniz bölgelerindeki illerde göçten kaynaklanan nüfus azalmasının önüne geçilmeli, bu bölgeler ekonomik olarak canlandırılmalıdır.
Bu bölgede özellikle Sivas ve Erzurum birkaç milyonluk şehir merkezleri haline getirilirse ülke nüfusu çok daha dengeli bir hal alır.
Ankara-Kars hattındaki 6 ilin 2008 ve 2017 nüfusları, nüfuslarındaki artış veya azalış, yüzölçümleri şöyle:


2008
2017

Yüzölçümü

Nüfusu
Nüfusu
Değişim
(KM2)
71.517.100
80.810.525
9.293.425
780.043
Erzurum
774.967
760.476
-14.491
25.006
Sivas
631.112
621.301
-9.811
28.164
Yozgat
484.206
418.650
-65.556
13.690
Kars
312.128
287.654
-24.474
10.193
Kırıkkale
279.325
278.749
-576
4.791
Erzincan
210.645
231.511
20.866
11.815
6 İl Toplamı
2.692.383
2.598.341
-94.042
93.659
6 İlin Payı (Yüzde)
3,8
3,2

12,0
Kaynak: TÜİK

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

-Dolardaki artışın ekonomiye etkisi...

-Krizler ekonomisi-1994 krizi

-Dolar sevdası hiç geçmiyor…

-Yalnızlık

-Güçlü bir ekonomi için ne yapmalı?