-Türkiye bir yılda dış borç faizine 12,1 milyar dolar ödeyecek

-

-2018 Kasım-2019 Ekim döneminde kamu 5,5 milyar doları faiz,
14,5 milyar doları anapara olmak üzere 20,1, özel sektör 6,6 milyar
doları faiz, 71,1 milyar doları anapara olmak üzere toplam
12,1 milyar dolar faiz, 85,6 milyar dolar anapara ödemesi yapacak
-Bir yılda ödenecek dış borcun toplamı 97,8 milyar doları buluyor
-Eylül 2018 itibarıyla Türkiye brüt dış borç stoku, 137,1 milyar doları
kamu, 5,5 milyar doları Merkez Bankası, 305,9 milyar doları
özel sektör olmak üzere 448,5 milyar dolar düzeyinde


Ankara – 20.03.2019 - Türkiye bir yılda dış borç faizine 12 milyar 143 milyon dolar ödeyecek.
Hazine ve Maliye Bakanlığı, Merkez Bankası ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2018 Kasım-2019 Ekim döneminde kamu 5 milyar 544 milyon doları faiz, 14 milyar 507 milyon doları anapara olmak üzere 20 milyar 51 milyon dolar, özel sektör 6 milyar 599 milyon doları faiz, 71 milyar 143 milyon doları anapara olmak üzere toplam 12 milyar 143 milyon dolar faiz, 85 milyar 649 milyon dolar anapara ödemesi yapacak.
Ödenecek dış borcun toplamı 97 milyar 792 milyon doları buluyor.
Bu tutarın 1 milyar 716 milyon doları faiz, 15 milyar 955 milyon doları anapara olmak üzere 17 milyar 671 milyon doları 2018 Kasım-Aralık döneminde ödendi. Bu yıl ekim ayı sonuna kadar da 10 milyar 427 milyon doları faiz, 69 milyar 695 milyon doları anapara olmak üzere 80 milyar 122 milyon dolar daha ödeme yapılacak.

-Eylül 2018 sonu itibarıyla brüt dış borç stoku, 448,5 milyar dolar

Eylül 2018 sonu itibarıyla Türkiye brüt dış borç stoku da 116 milyar 804 milyon doları kısa vadeli, 331 milyar 648 milyon doları uzun vadeli borçlardan oluşmak üzere 448 milyar 452 milyon doları buluyor. Brüt dış borç stokunun gayri safi yurtiçi hasılaya oranı ise son dört çeyrekteki dolar cinsinden GSYH verileri kullanıldığında yüzde 53,8’e çıkmış olduğu görülüyor. Ki bu rakam da 2002 yıl sonundan bu yana görülen en yüksek oran. O tarihte brüt dış borç stoku 129 milyar 601 milyon dolar, brüt dış borç stokunun GSYH’ye oranı ise yüzde 54,8 düzeyindeydi. Bu rakam 2002 yılı Haziran ayı sonu itibarıyla yüzde 59,8’e kadar çıkmış, 2005 yıl sonunda yüzde 34,2’ye kadar inmişti.

-Dış borç stoku, 2018 Mart ayı sonunda 467,1 milyar dolara kadar çıkmıştı

Bu rakam, 2018 Mart ayı sonunda 467 milyar 117 milyon dolara kadar çıkmıştı. Daha sonra 2018 Haziran ayı sonunda 455 milyar 374 milyon dolara inen brüt dış borç stoku, geçen yıl Eylül sonunda 448 milyar 452 milyon dolara geriledi.
Eylül 2018 sonu itibarıyla brüt dış borç stokunu 137 milyar 65 milyon doları kamu sektörüne, 5 milyar 504 milyon doları Merkez Bankası’na, 305 milyar 882 milyon doları ise özel sektöre ait bulunuyor. Özellikle özel sektörün brüt dış borç stokunun 89,9 milyar dolarının kısa vadeli borçlardan oluşması sorun yaratıyor.

-Merkezi yönetim brüt borç stoku 1,1 trilyon liranın üzerinde

Hazine ve Maliye Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada da merkezi yönetim brüt borç stokunu 28 Şubat 2019 tarihi itibarıyla 1 trilyon 126,2 milyar lira olarak açıkladı.
Açıklamada, borç stokunun 598,1 milyar lira tutarındaki kısmı Türk Lirası cinsinden, 528,1 milyar lira tutarındaki kısmı döviz cinsi borçlardan oluştuğu bildirildi.
Türkiye’nin dış borç ödeme projeksiyonu şöyle:

Dış Borç Ödeme Projeksiyonu (Milyon Dolar)
2018 (Kasım-Aralık)
2019 (Ocak-Ekim)
2019 Kasım Ayı İtibarıyla Son Bir Yıllık Dönem
KAMU SEKTÖRÜ
2.775
17.277
20.051
ANAPARA
2.156
12.350
14.507
FAİZ
618
4.926
5.544
ÖZEL SEKTÖR
14.896
62.845
77.741
ANAPARA
13.798
57.344
71.143
FAİZ
1.098
5.501
6.599
GENEL TOPLAM
17.671
80.122
97.792
ANAPARA
15.955
69.695
85.649
FAİZ
1.716
10.427
12.143

               Türkiye’nin Eylül 2018 sonu itibarıyla brüt dış borç stoku şöyle:
2018 Eylül Sonu Brüt Dış Borç Stoku (Milyon Dolar)
Kamu Sektörü
137.065
Kısa Vadeli Stok
21.376
Uzun Vadeli Stok
115.689
TCMB
5.504
Kısa Vadeli Stok
5.496
Uzun Vadeli Stok
8
Özel Sektör
305.882
Kısa Vadeli Stok
89.932
Uzun Vadeli Stok
215.950
Türkiye Brüt Borç Stoku
448.452
Kısa Vadeli Stok
116.804
Uzun Vadeli Stok
331.648
Brüt Borç Stokunun GSYH'ye Oranı (Yüzde)
53,8

Kaynak: Hazine ve Maliye Bakanlığı Kamu Finansmanı Genel Müdürlüğü, TCMB, TÜİK

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

-Dolardaki artışın ekonomiye etkisi...

-
Yeniden düzenlenmiş -Döviz kurları Türkiye açısından her zaman sorun oldu. Geçmişte ABD Doları, Alman Markı, şimdi ABD Doları ve Avro’nun seviyesi Türk ekonomisindeki birçok parametreyi etkilediğini söylemek yanlış olmaz -Enerji açısından dışa bağımlı olan Türkiye, enerjiyi, hammaddeleri dolar, sanayi ürünlerinin çoğunu ise Avro ödeyerek alıyor. İhracatının yarıya yakınını AB ülkelerine yapan, turizm gelirlerinin büyük bölümünü bu ülkelerden sağlayan Türkiye’nin, döviz gelirlerinde avronun ağırlığı fazla… -Halen 3,3835 düzeyinde olan Merkez Bankası dolar alış kuru, yıl sonuna kadar böyle devam ederse, 2016 yılında ortalama kuru 3’ün üzerinde 3,0090 olarak gerçekleşecek -Bu durumda, Türkiye’nin GSYH’si 726,1 milyar dolarlık tahminin de düşecek, 2009’dan bu yanaki en düşük düzey olan 713,9 milyar dolara inecek -Kişi başına GSYH de tahmin edildiği gibi 9 bin 243 dolar olmayacak 9 bin 6 dolara düşecek -Türkiye, enerjinin hemen hemen tamamını ABD Dolar
Devamı

-Krizler ekonomisi-1994 krizi

-
          Neden 1994 krizi? Geçmişte de birçok kriz yaşayan, bu krizlerden derinden etkilenen bir ekonomi olan Türkiye’de, 1994 krizi, öncekilerle karşılaştırıldığında oldukça farklı bir krizdir. Yazıya konu olarak neden 1994 krizi seçilmiştir? Birinci neden yazının hacmiyle ilgilidir. Bütün krizleri yazmaya ne zamanımız ne de gücümüz yetmeyecekti. Bu nedenle konu olarak bu yazının yazıldığı tarihten önceki kriz olan 1994 krizi ele alındı.  Diğer bir neden ise Türk ekonomisinin her zaman temel sorunu olagelmiş cari işlemler krizi özelliği taşımasının yanı sıra 1994 krizinin, aynı zamanda, gelişmiş bir ekonomide görülen finans krizi niteliğinde olmasıdır. Bu oldukça dikkat çekicidir.  Üçüncü bir neden de bu krizin rakamsal boyutlarının öncekilerle karşılaştırılamayacak kadar büyük olmasıdır. İşte bu nedenlerle bu yazıya konu olarak 1994 krizi seçilmiştir.
Devamı

-Dolar sevdası hiç geçmiyor…

-
Yeniden düzenlenmiş -Merkez Bankası’nda, 15 Ocak 2008 tarihinde 1 lira 14,49 kuruşa kadar inen, 13 Ağustos 2018’de 6 lira 89,22 kuruşa kadar çıkan, 12 Ağustos 2018 gecesinde serbest piyasada 7 lira 22 kuruşu gören dolar kuru, ardından 30 Kasım 2018’de 5 lira 16,63 kuruşa kadar inmişti -Daha sonra dalgalı bir seyir izleyen dolar kuru, halen 5 lira 70,19 kuruş seviyesinde bulunuyor -Birinci Dünya Savaşı öncesi 22,5 kuruştan işlem gören ABD Doları, paradan 6 sıfır atılmasaydı, bugün 5 milyon 701 bin 900 lira olacaktı -ABD Doları, Merkez Bankası döviz kuru, 12 Temmuz 2019  itibarıyla son bir yılda yüzde 18,14, son iki yılda yüzde 57,99,  son üç yılda yüzde 97,05, son dört yılda yüzde 113,91,  son beş yılda yüzde 168,06, 16 Ocak 2008-12 Temmuz 2019 arasında geçen yaklaşık on bir buçuk yılda ise yüzde 398,03 arttı -Böylece, dolar, TL karşısında, son bir yılda 1,2, son 5 yılda 2,7, on bir buçuk yılda ise 5 katına yükseldi -Dolar, 27 Ağustos 2013’te 2, 7 E
Devamı

-Güçlü bir ekonomi için ne yapmalı?

-
Güçlü bir ekonomi için yapılması gerekenler ve yol bellidir. Ekonomik ve siyasi istikrarı kurup koruyarak, üretime ve ihracata dayalı bir ekonomik yapı kurmak. Petrol, doğalgaz veya başka bir şey… Büyük miktarda döviz sağlayan bir geliriniz yoksa ki bu “büyük miktar” nüfusunuza ve ekonomik gelişmişliğinize göre değişir. Kuveyt için elde ettiği petrol geliri yeterli olabilir ama o gelir Türkiye boyutlarındaki bir ülkeyi kurtarmaz. Veya gelir seviyesi altlarda yer alan Sierra Leone’ye yetecek döviz geliri ile hemen hemen o ülkeye yakın nüfusa sahip Danimarka’nın ihtiyacı olan döviz geliri aynı olmaz. Sonuç olarak Türkiye boyutlarındaki bir ülke sadece petrol ve doğalgaz gibi gelirlerle ekonomisini sürdüremez. Nitekim, Suudi Arabistan’ın dünyada en büyük petrol geliri elde eden ülkesi olmasına rağmen tam bir ekonomik kriz yaşadığını görüyoruz. Buradan şu sonuç da çıkarılabilir Kerkük-Musul hayali kuranlar ve ülkenin oradan sağlanacak petrol ve doğalgaz geliriyle zengin olacağını dü
Devamı

-Yalnızlık

-
İngiliz yazar Aldous Huxley, “vücut bulmuş her ruh yalnızlığa mahkûmdur” der. Aristoteles, “yalnızlıktan hoşlanan ya vahşi bir hayvandır ya da Tanrı” sözleriyle yalnızlığın insan doğasına ters olduğunu anlatır. Yine de önünde sonunda yalnızlık bizi yaşamımızın bir yerinde bulur. Kaçış yok… Yaşayacağız. Kaçış yok ama bazıları hiç istemese de yalnızlığı yaşarlar. Ece Ayhan ne güzel anlatmış bunu; “Ey yalnızlık! Herkesin koynuna girip çıkarsın da bir tek benimle mi düzenli bir ilişkin var?” diye… Çoğu büyük şairin ilham kaynağıdır yalnızlık. Aşkların son durağıdır. Her şeyi paylaşabilirsiniz. Mutluluk bile paylaşılır. Paylaşınca artar. Fakat, yalnızlığın büyük şairlerinden Özdemir Asaf’ın dizelere döktüğü gibi “yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yalnızlık olmaz”.
Devamı