-31 Mart’tan 23 Haziran’a İstanbul seçimleri…

-

-Seçmen sayısı değişmezken oy kullanan seçmen sayısı
76 bin 28 kişi, geçerli oy sayısı 217 bin 124 artarken,
seçime katılma oranı yüzde 83,79’dan yüzde 84,51’e çıktı
-Partiler bütün propaganda sürecine ve sadece İstanbul seçimine
odaklanmalarına rağmen 1,6 milyondan fazla seçmeni oy
kullanmaya ikna edemediler
-23 Haziran’da 2014’deki oy kullanma oranı yakalanabilseydi,
495 binin üzerinde seçmen daha oy kullanacaktı
-Geçerli oy sayısı 217 bin 124 artarken, geçersiz oy sayısı
141 bin 96 kişi azaldı ve geçersiz oy oranı yüzde 3,6’den
yüzde 2’ye geriledi


Ankara – 28.06.2019 – Bu sene İstanbul’da büyükşehir belediye başkanlığı seçimleri 83 gün arayla iki kez yapıldı. 31 Mart’tan 23 Haziran’a İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı seçimine bakıldığında ilginç verilerle karşılaşıyoruz.
Sandık ve seçmen sayısının değişmediği, aynı seçmen listesiyle seçimin yenilendiği İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı seçiminin her ikisinde de seçmenler 31 bin 186 sandıkta oy kullandılar. Seçmen kütüğüne kayıtlı 10 milyon 560 bin 963 seçmenden 31 Mart’ta 8 milyon 849 bin 138’i, 23 Haziran’da 76 bin 28 fazlayla 8 milyon 925 bin 166’sı oy kullandı. 31 Mart’ta yüzde 83,79 olan seçime katılma oranı 23 Haziran’da yüzde 84,51’e çıktı. Oy kullanan seçmen sayısı yüzde 1’den az, yüzde 0,86 arttı.
Yine de 30 Mart 2014 seçimlerindeki yüzde 89,2’lik katılma oranının oldukça altında kaldı. 31 Mart’ta 1 milyon 711 bin 825 kişi seçime katılmamıştı. Bu rakam, 23 Haziran’da 1 milyon 635 bin 797’ye indi. Partiler bütün propaganda sürecine ve sadece İstanbul seçimine odaklanmalarına rağmen 1,6 milyondan fazla seçmeni oy kullanmaya ikna edemediler. 23 Haziran’da 30 Mart 2014’deki Mahalli İdareler Seçimindeki gibi oy kullanma oranı yakalanabilseydi, 495 bin 213 seçmen daha oy kullanacaktı.
Dikkat çekici gelişme geçersiz oy sayısındaki düşüşte görüldü. 31 Mart 2019 seçimlerinde İstanbul’da 319 bin 696 geçersiz oy vardı. Bu rakam, 23 Haziran 2019 seçimlerinde yüzde 44,13 azalarak 178 bin 600’e düştü. 31 Mart seçimlerinde oyların yüzde 3,61’i geçersiz sayılmıştı. Bu rakam, 23 Haziran seçimlerinde yüzde 2’ye indi. Böylece geçerli oy sayısı 217 bin 124 artarken, geçersiz oy sayısı 141 bin 96 kişi azaldı ve geçersiz oy oranı yüzde 3,6’den yüzde 2’ye geriledi.
Millet İttifakı’nın adayı Ekrem İmamoğlu ile Cumhur İttifakı’nın adayı Binali Yıldırım 31 Mart 2019 seçimlerinde oyların yüzde 97,61’ini almışlardı. Bu rakam 23 Haziran’da çok daha fazla konsolide oldu ve yüzde 99,22’ye çıktı. 31 Mart’ta iki aday dışındaki adayların 203 bin 641 geçerli oyu varken, 23 Haziran’da bu rakam üçte iki azalarak 68 bin 416’ya indi. Buna karşın, 31 Mart 2019 seçimlerinde Ekrem İmamoğlu 4 milyon 169 bin 765, Binali Yıldırım 4 milyon 156 bin 36, 23 Haziran 2019 seçimlerinde ise Ekrem İmamoğlu 4 milyon 742 bin 82, Binali Yıldırım 3 milyon 936 bin 68 oy aldı.
31 Mart ve 23 Haziran seçimlerinin rakamsal karşılaştırması:
31.03.2019
23.06.2019
Değişim
Değişim

Seçimleri
Seçimleri
(Miktar)
(Yüzde)
Sandık Sayısı (Adet)
31.186
31.186
0
0
Seçmen Sayısı (Bin Kişi)
10.560.963
10.560.963
0
0
Oy Kullanan Seçmen Sayısı (Bin Kişi)
8.849.138
8.925.166
76.028
0,86
Oy Kullanmayan Seçmen Sayısı (Bin Kişi)
1.711.825
1.635.797
-76.028
-4,44
Katılma Oranı (Yüzde)
83,79
84,51
0,72

Katılmama Oranı (Yüzde)
16,21
15,49
-0,72

Geçerli Oy Sayısı (Bin Kişi)
8.529.442
8.746.566
217.124
2,55
Geçersiz Oy Sayısı (Bin Kişi)
319.696
178.600
-141.096
-44,13
Geçerli Oy Oranı (Yüzde)
96,39
98,00
1,61

Geçersiz Oy Oranı (Yüzde)
3,61
2,00
-1,61

Ekrem İmamoğlu (CHP)
4.169.765
4.742.082
572.317
13,73
Ekrem İmamoğlu (CHP) Oy Oranı (Yüzde)
48,89
54,22
5,33

Binali Yıldırım (AK Parti)
4.156.036
3.936.068
-219.968
-5,29
Binali Yıldırım (AK Parti) Oy Oranı (Yüzde)
48,73
45,00
-3,72

Necdet Gökçınar (Saadet Partisi)
103.364
47.832
-55.532
-53,72
Necdet Gökçınar (Saadet Partisi) Oy Oranı (Yüzde)
1,21
0,55
-0,66

Mustafa İlker Yücel (Vatan Partisi)
15.428
13.962
-1.466
-9,50
Mustafa İlker Yücel (Vatan Partisi) Oy Oranı (Yüzde)
0,18
0,16
-0,02

Diğer
105.229
6.622
-98.607
-93,71
Diğer Oy Oranı (Yüzde)
1,23
0,08
-1,16

Kaynak: YSK

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

-Dolardaki artışın ekonomiye etkisi...

-
Yeniden düzenlenmiş -Döviz kurları Türkiye açısından her zaman sorun oldu. Geçmişte ABD Doları, Alman Markı, şimdi ABD Doları ve Avro’nun seviyesi Türk ekonomisindeki birçok parametreyi etkilediğini söylemek yanlış olmaz -Enerji açısından dışa bağımlı olan Türkiye, enerjiyi, hammaddeleri dolar, sanayi ürünlerinin çoğunu ise Avro ödeyerek alıyor. İhracatının yarıya yakınını AB ülkelerine yapan, turizm gelirlerinin büyük bölümünü bu ülkelerden sağlayan Türkiye’nin, döviz gelirlerinde avronun ağırlığı fazla… -Halen 3,3835 düzeyinde olan Merkez Bankası dolar alış kuru, yıl sonuna kadar böyle devam ederse, 2016 yılında ortalama kuru 3’ün üzerinde 3,0090 olarak gerçekleşecek -Bu durumda, Türkiye’nin GSYH’si 726,1 milyar dolarlık tahminin de düşecek, 2009’dan bu yanaki en düşük düzey olan 713,9 milyar dolara inecek -Kişi başına GSYH de tahmin edildiği gibi 9 bin 243 dolar olmayacak 9 bin 6 dolara düşecek -Türkiye, enerjinin hemen hemen tamamını ABD Dolar
Devamı

-Krizler ekonomisi-1994 krizi

-
          Neden 1994 krizi? Geçmişte de birçok kriz yaşayan, bu krizlerden derinden etkilenen bir ekonomi olan Türkiye’de, 1994 krizi, öncekilerle karşılaştırıldığında oldukça farklı bir krizdir. Yazıya konu olarak neden 1994 krizi seçilmiştir? Birinci neden yazının hacmiyle ilgilidir. Bütün krizleri yazmaya ne zamanımız ne de gücümüz yetmeyecekti. Bu nedenle konu olarak bu yazının yazıldığı tarihten önceki kriz olan 1994 krizi ele alındı.  Diğer bir neden ise Türk ekonomisinin her zaman temel sorunu olagelmiş cari işlemler krizi özelliği taşımasının yanı sıra 1994 krizinin, aynı zamanda, gelişmiş bir ekonomide görülen finans krizi niteliğinde olmasıdır. Bu oldukça dikkat çekicidir.  Üçüncü bir neden de bu krizin rakamsal boyutlarının öncekilerle karşılaştırılamayacak kadar büyük olmasıdır. İşte bu nedenlerle bu yazıya konu olarak 1994 krizi seçilmiştir.
Devamı

-Dolar sevdası hiç geçmiyor…

-
Yeniden düzenlenmiş -Merkez Bankası’nda, 15 Ocak 2008 tarihinde 1 lira 14,49 kuruşa kadar inen, 13 Ağustos 2018’de 6 lira 89,22 kuruşa kadar çıkan, 12 Ağustos 2018 gecesinde serbest piyasada 7 lira 22 kuruşu gören dolar kuru, ardından 30 Kasım 2018’de 5 lira 16,63 kuruşa kadar inmişti -Daha sonra dalgalı bir seyir izleyen dolar kuru, halen 5 lira 70,19 kuruş seviyesinde bulunuyor -Birinci Dünya Savaşı öncesi 22,5 kuruştan işlem gören ABD Doları, paradan 6 sıfır atılmasaydı, bugün 5 milyon 701 bin 900 lira olacaktı -ABD Doları, Merkez Bankası döviz kuru, 12 Temmuz 2019  itibarıyla son bir yılda yüzde 18,14, son iki yılda yüzde 57,99,  son üç yılda yüzde 97,05, son dört yılda yüzde 113,91,  son beş yılda yüzde 168,06, 16 Ocak 2008-12 Temmuz 2019 arasında geçen yaklaşık on bir buçuk yılda ise yüzde 398,03 arttı -Böylece, dolar, TL karşısında, son bir yılda 1,2, son 5 yılda 2,7, on bir buçuk yılda ise 5 katına yükseldi -Dolar, 27 Ağustos 2013’te 2, 7 E
Devamı

-Yalnızlık

-
İngiliz yazar Aldous Huxley, “vücut bulmuş her ruh yalnızlığa mahkûmdur” der. Aristoteles, “yalnızlıktan hoşlanan ya vahşi bir hayvandır ya da Tanrı” sözleriyle yalnızlığın insan doğasına ters olduğunu anlatır. Yine de önünde sonunda yalnızlık bizi yaşamımızın bir yerinde bulur. Kaçış yok… Yaşayacağız. Kaçış yok ama bazıları hiç istemese de yalnızlığı yaşarlar. Ece Ayhan ne güzel anlatmış bunu; “Ey yalnızlık! Herkesin koynuna girip çıkarsın da bir tek benimle mi düzenli bir ilişkin var?” diye… Çoğu büyük şairin ilham kaynağıdır yalnızlık. Aşkların son durağıdır. Her şeyi paylaşabilirsiniz. Mutluluk bile paylaşılır. Paylaşınca artar. Fakat, yalnızlığın büyük şairlerinden Özdemir Asaf’ın dizelere döktüğü gibi “yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yalnızlık olmaz”.
Devamı

-Güçlü bir ekonomi için ne yapmalı?

-
Güçlü bir ekonomi için yapılması gerekenler ve yol bellidir. Ekonomik ve siyasi istikrarı kurup koruyarak, üretime ve ihracata dayalı bir ekonomik yapı kurmak. Petrol, doğalgaz veya başka bir şey… Büyük miktarda döviz sağlayan bir geliriniz yoksa ki bu “büyük miktar” nüfusunuza ve ekonomik gelişmişliğinize göre değişir. Kuveyt için elde ettiği petrol geliri yeterli olabilir ama o gelir Türkiye boyutlarındaki bir ülkeyi kurtarmaz. Veya gelir seviyesi altlarda yer alan Sierra Leone’ye yetecek döviz geliri ile hemen hemen o ülkeye yakın nüfusa sahip Danimarka’nın ihtiyacı olan döviz geliri aynı olmaz. Sonuç olarak Türkiye boyutlarındaki bir ülke sadece petrol ve doğalgaz gibi gelirlerle ekonomisini sürdüremez. Nitekim, Suudi Arabistan’ın dünyada en büyük petrol geliri elde eden ülkesi olmasına rağmen tam bir ekonomik kriz yaşadığını görüyoruz. Buradan şu sonuç da çıkarılabilir Kerkük-Musul hayali kuranlar ve ülkenin oradan sağlanacak petrol ve doğalgaz geliriyle zengin olacağını dü
Devamı