-Dolar neden düşüyor?
-Ekonomideki yaşanan
gelişmeler dövize talebi düşürürken,
turizm gelirlerindeki
artış da döviz arzını artırdı
-2018’de 20 milyar
dolar Nisan-Mayıs-Haziran dönemi
dış ticaret açığı, bu
yıl aynı dönemde 8 milyar dolara indi
-Turizm net geliri 5,4
milyar dolardan 6,9 milyar dolara çıktı
-Geçen yıl Nisan-Mayıs
aylarında 6,85 milyar dolar açığın
olduğu finans hesabı,
bu yıl aynı aylarda 3,8 milyar dolar fazlaya
döndü
-2018 Nisan-Mayıs
aylarında 4,9 milyar dolar olan kaynağı
belirsiz döviz girişi
bu yıl aynı aylarda 5,2 milyar dolara çıktı
-Döviz kurlarının şu
anki durumuna değil, Ekim ayıyla birlikte
izlenecek seyre
odaklanmak gerekir. Türk ekonomisi Ekim ayıyla
birlikte yaşanacak
süreci fazla hasar almadan atlatabilirse,
2020’den itibaren
yeniden yıllık büyümeye geçer
Ankara
– 02.08.2019 – ABD Doları, son dönemde düşük bir seyir izliyor. Faiz indirimine
direnen Murat Çetinkaya’nın görevden alınmasından ardından başkanlığa Murat
Uysal’ın getirilmesinden sonra Merkez Bankası’nın 25 Temmuz 2019’da 425
bazlık (4,25 puan) indirimle politika faizini yüzde 24’den yüzde 19,75’e
çekmesine karşın dolarda yükselme bir yana düşüş görüldü. 24 Temmuz 2019’da
Merkez Bankası dolar satış kuru 5,7238 liraydı. Bu rakam, 1 Ağustos 2019’da
5,5916 ile 5,60’ın altına indi.
Öncelikle
dolar daha doğrusu döviz kurları neden yükselir ona bakmak gerekir. Ekonomideki
diğer unsurlar gibi dövizin fiyatını da temelde arz-talep dengesi belirler.
Eğer, arzın üzerinde bir talep varsa döviz kurlarında yükselme, talebin
üzerinde bir arz varsa düşme olur.
Ekonomideki
yaşanan gelişmeler dövize talebi düşürürken, turizm gelirlerindeki artış da
döviz arzını artırdı.
-Dış ticaret
Döviz
arz ve talebine bakacak olursak;
bu
yılın ikinci çeyreğinde (Nisan-Mayıs-Haziran) ihracat geçen yılın aynı dönemine
göre yüzde 1,2 artarak 41 milyar dolardan 41,5 milyar dolara yükseldi.
Buna
karşın ithalat aynı dönemde yüzde 18,9 azalmayla 61,1 milyar dolardan 49,5
milyar dolara indi.
Dış
ticaret açığı yüzde 59,9 azalarak 20 milyar dolardan 8 milyar dolara geriledi.
Böylece
dış ticaret için döviz talebinde 12 milyar dolarlık (dış ticaret açığındaki
azalma) bir azalma meydana geldi.
-Turizm gelirleri
Turizm
gelirleri son açıklanan Nisan-Mayıs-Haziran döneminde geçen yılın aynı dönemine
göre yüzde 13,2 artarak 7 milyar 45 milyon dolardan 7 milyar 974 milyon dolara
çıktı.
Buna
karşın turizm giderleri (yurt dışına çıkış yapan yurt içi ikametli
vatandaşların harcamaları) geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 34,4 azalarak 1
milyar 650 milyon dolardan 1 milyar 83 milyon dolara indi.
Bu
yılın ikinci çeyreğinde (Nisan-Mayıs-Haziran) turizm gelirlerinde geçen yılın
aynı dönemine göre 929 milyon dolarlık artış, turizm giderlerinde ise 568
milyon dolarlık azalma var.
Bu
durum, piyasaya geçen yılın aynı dönemine göre 1,5 milyar dolara yakın daha
fazla döviz girmesi anlamına geliyor.
Ödemeler
dengesinin cari işlemler hesabı, mal ve hizmet dış ticareti ile birincil gelir
(ücret ödemeleri, yatırım gelirleri), ikincil gelir (hükümet ve işçi gelirleri
gibi diğer sektör transferleri) hesaplarından oluşuyor.
Cari
işlemler hesabına bakıldığında;
2018
yılı Nisan-Mayıs aylarında 11 milyar 779 milyon doları bulan cari açık, bu
yılın Nisan-Mayıs aylarında 1 milyar 150 milyon dolara geriledi. Hatta, Mayıs
ayında cari işlemler dengesi uzun bir aranın ardından 151 milyon dolar fazla
verdi.
Henüz
2019 verileri açıklanmayan Haziran ayını da dahil ettiğimizde, 2018 yılından
Nisan-Mayıs-Haziran aylarında cari işlemler dengesi açığı 14 milyar 798 milyon
dolar oldu. Geçen yıl bu dönemde sadece dış ticaret ve turizmi baz aldığımızda
cari açık 14 milyar 651 milyon dolar oldu.
Buna
göre, dış ticaret ve turizmi dışarıda bıraktığımızda 2018 yılının
Nisan-Mayıs-Haziran dönemindeki cari açık 147 milyon dolara iniyor.
Bu
yıl Nisan-Mayıs-Haziran aylarında sadece dış ticaret ve turizm bazlı cari açık
1 milyar 146 milyon dolara geriledi. Dış ticaret ve turizm hariç cari açıktaki
azalma, 13 milyar 505 milyon doları buldu.
Ödemeler
dengesinin sermaye hesabı Nisan-Mayıs aylarında 7 milyon dolarlık net açık
verdi. Bu rakam, geçen yılın aynı ayında 2 milyon dolarlık net fazla
şeklindeydi.
Nisan-Mayıs
aylarında,
Doğrudan
yatırımlar, hisse ve borç senetlerinden oluşan portföy yatırımları, net varlık
edinimi ve net yükümlülük oluşumundan meydana gelen diğer yatırımlardan oluşan
finans hesabı 3 milyar 821 milyon dolar fazla verdi. Finans hesabı, 2018 yılı
Nisan-Mayıs aylarında 6 milyar 845 milyon dolarlık açık vermişti.
Ayrıca
net hata noksan olarak adlandırılan kaynağı belirsiz döviz girişi 2019
Nisan-Mayıs aylarında 5 milyar 181 milyon doları buldu.
Bu
rakam 2018’in Nisan-Mayıs aylarında 4 milyar 932 milyon dolar olmuştu.
-Ekonominin dövize
talebi azaldı
Ödemeler
dengesine bakıldığında durum daha net ortaya çıkıyor. Bu yıl ekonomiye hem
ihracat hem turizm hem finans hesabı hem de kaynağı belirsiz döviz girişi yoluyla
döviz arzı artarken, ithalattaki 12 milyar dolarlık azalma başta olmak üzere ekonominin
dövize olan talebi de azaldı.
Öyle
görünüyor ki turizm gelirlerinin arttığı, ithalatın olağanüstü düştüğü yaz
aylarında bu durum böyle devam eder. Ama Eylül ayının ardından özellikle yakıt
tüketiminin, dolayısıyla ithal edilen doğal gaz tüketiminin artmasıyla ithalat
yukarı doğru bir ivmeye geçecektir. Okulların açılmasıyla harcamalar da
artacak, bu durum özellikle ithalata da yansıyacaktır. İthalat artışı dövize talebi
artıracaktır. Eylül ayından sonra turizm gelirlerindeki azalma da olumsuz etki
yapacak, döviz gelirlerini düşürecektir.
-Ekonomide görülecek
düzelme finansman ihtiyacını artıracaktır
2018
yılının son çeyreğinde (Ekim, Kasım, Aralık ayları) yüzde 3, 2019’un ilk
çeyreğinde (Ocak, Şubat, Mart ayları) yüzde 2,6 küçülen ekonomide, muhtemelen
2019’un ikinci çeyreğinde de gerileme yaşandı. Yatırımlarda görülen azalma
finansman ihtiyacını da daralttı. Ekonomi
de faiz indirimleri yoluyla görülecek düzelme, çarkların yeniden dönmesi, Türk
ekonomisinin finansman ihtiyacını ister istemez artıracaktır. Bu da ithalata ve
dış kredi ihtiyacına genişleme yönünde baskı yapacaktır. Bu durum da dövize
talebi artıracaktır.
Sonuç
olarak aslında döviz kurlarının şu anki durumuna değil, Ekim ayıyla birlikte
izlenecek seyre odaklanmak gerekir. Türk ekonomisi Ekim ayıyla birlikte
yaşanacak süreci fazla hasar almadan atlatabilirse, 2020’den itibaren yeniden
yıllık büyümeye geçer.
Yorumlar
Yorum Gönder