-Türk Ekonomisi Yılı Nasıl Tamamlayacak?
Değerli
Borsatek okurları, bugünden itibaren sizlere ekonomiyle ilgili farklı bir bakış
açısı içeren yazılarla ulaşmayı ümit ediyor ve merhaba diyorum.
Ekonomide,
2018 ve 2019’u sıkıntılı geçirdik. Görünen o ki bu yılın kalan süresi de çok
kolay olmayacak. Nisan 2018’de başlayan döviz kurlarındaki yükselmeyle birlikte
ekonomik olarak zor bir sürece girdik ve hala girdaptan çıktığımız da
söylenemez. Çünkü, döviz kurlarındaki dengesizlik sürüyor. Enflasyon yüksek.
İşsizlik almış başını gidiyor. Ekonomi küçülmeye devam ediyor. Sorunun
temelinde dolarize olmuş, üretim ve ihracat yerine, ithalata, inşaata dayalı,
yanlış yapılandırılmış Türk ekonomisi var. O kadar ki ihracat yapmak için bile
yüzde 60 oranında ithal ürün alıyoruz. 180 milyar dolarlık ihracat için, 108
milyar dolarlık ithalat gerekiyor.
Bilindiği
gibi Nisan 2018 sonrasında;
İlkin döviz
kurları yükseldi.
Sonra
ithalat maliyetleri arttı.
Ardından maliyet
artışları enflasyona yansıdı.
Merkez
Bankası, enflasyonu kontrol edebilmek için faiz oranlarını yükseltti.
Ardından
mevduat faizleri arttı.
Mevduat faiz
artışları, kredi faizlerine yansıdı.
Kredi
faizlerindeki yukarıya doğru eğilimle yatırımcı açısından paranın maliyeti
arttı.
Paranın
maliyeti artınca yatırımlar durdu.
Yatırımların
durması ve üretim maliyetlerindeki artış istihdamı vurdu, işsizlik arttı.
Üretim
maliyetlerindeki yükselme perakendeye yansıdı, hayatın pahalılaşması ve
işsizliğin artışıyla birlikte tüketim de sıkıntıya girdi. Ticaret ve sanayide
küçülme başladı.
Satışların
azalması, maliyetlerin artışı şirketlerde krize neden oldu, kredi ödemeleri
aksadı, konkordatolar arttı.
Bankacılık
sistemi ekonomiyi fonlamakta zorlandı.
Ekonominin
2018’in dördüncü çeyreğinde yüzde 2,8 oranında küçülmesiyle yeni bir safhaya
geçildi. Ekonomideki daralma 2019’da ilk çeyrekte yüzde 2,4, ikinci çeyrekte
yüzde 1,5 ile devam etti.
Bütün
bunların ardından “Türk ekonomisi yılı nasıl tamamlayacak” diye baktığımızda,
iki önemli tahmin olduğunu görüyoruz. Birincisi Yeni Ekonomi Programı’nın (YEP)
tahmini ve Türk ekonomisinin yılı yüzde 0,5 büyümeyle kapatacağını öngörüyor.
İkincisi ise Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) ve 2019 yılında yüzde 0,2
küçülmeyle yılı tamamlayacağını tahmin ediyor. Bence, 2019’un üçüncü çeyreğinde
küçülme azalarak da olsa devam edecek. Ancak dördüncü çeyrekte düşük bir
miktarda da olsa büyümeye geçilecek. Eğer üçüncü çeyrekte küçülme devam ederse
ekonominin yılı büyümeyle tamamlaması için, dördüncü çeyrekte yılın bütün
açığını kapatabilecek bir büyümeye ihtiyaç olacak. Bu olur mu? Zor. YEP’in
tahmini de yılın ikinci yarısında yüzde 2,7’lik büyümenin yakalanmasına bağlı
görünüyor. Türk ekonomisinde, 2019 yılı çok büyük ihtimalle küçülmeyle tamamlanacaktır.
Yine, 2019
tüketici fiyatları yıl sonu enflasyonu, YEP’e göre yüzde 12, IMF’e göre yüzde
15,7 olacak. Kalan 3 ayın enflasyonu geçen yıl yüzde 4,31’i bulmuştu. Bu rakam
baz alındığında tüketici yıl sonu enflasyonunun yüzde 13,1’e ulaşacak. Yapılan
zamlar dikkate alındığında bu rakamın aşma ve IMF rakamına yaklaşma ihtimali de
var. Yalnız, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına çok sayıda itiraz da
olduğu malum. Halkın büyük kısmı TÜİK’teki hesabın çarşıya uymadığı konusunda
hem fikir. Bu konuda da çok da haksız değiller. TÜİK’in verileriyle toplumu da
ikna etmesi, güvenilir verilerle ortaya çıkması gerekiyor.
YEP,
işsizliğin yüzde 12,9 düzeyinde gerçekleşeceğini, IMF ise yüzde 13,8 olacağını
öngörüyor. Yine YEP’e göre işsiz sayısı 3,65 milyonda kalacak. Temmuz ayında
mevsim etkilerinden arındırılmamış işsizlik oranı yüzde 13,9’a, işsiz sayısı
ise 4 milyon 596 bine çıktı. Bu rakamda bir azalma beklemek için ekonominin
büyümeye geçmesi gerekir. Ufukta böyle bir ihtimal görünmüyor? Görünmüyor. Bunun
yanı sıra Temmuz ayı, tarımda faaliyetlerin zirvede olduğu aylardan biri.
Tarımda istihdam Eylül ayıyla birlikte daralmaya başlıyor. Bundan dolayı, işsiz
sayısında bir miktar daha yükselme olacağını, en azından Temmuz ayındaki
rakamın çok da altına inmeyeceğini tahmin edebiliriz. Umarım, işsiz sayısı
Aralık 2019’da 5 milyonu aşmaz.
Sonuç olarak
Türk ekonomisinin 2019’un kalan süresini en az hasarla atlatması, 2020’nin
kurtarılması açısından önemlidir. 2019’u kaybettik, bari 2020’yi kaybetmeyelim
derim.
21 Ekim 2019
Bu
köşe yazısı https://www.borsatek.com/
internet sitesinde yayınlanmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder