-Vergi sistemimiz hem yetersiz hem adaletsiz…
Öncelikle şunu belirtmekte fayda var.
Ülke olarak olağanüstü adaletsiz bir vergi düzenine sahibiz. İlkin bunu kabul
edelim. Şunu da söyleyelim, bu sadece mevzuattan da kaynaklanmıyor. Eminim
ülkemizde dünyanın en ayrıntılı vergi kanunları ve mevzuatı vardır. Bundan
zerre kuşku duymuyorum. Çoğu işimizde olduğu gibi vergi sistemimizde de sorun
mevzuatta değil, uygulamada.
Maaş ve ücretliler üzerindeki yüksek
vergi yükü adaletsizliğini önleyemiyoruz.
Vergiyi tabana yayamıyoruz.
Çünkü denetimimiz yetersiz. Sistemin
tümünü kontrolden uzağız. Bunun bir sonucu olarak son yıllarda azalsa da hala
kayıt dışılık oranının düşürülmesinde gelişmiş ülkelerin çok gerisindeyiz.
Vergi oranlarını uygulanamayacak kadar
yüksek belirliyoruz. Bunun bir sonucu olarak vergi sistemini delik deşik
ediyoruz. Vergisini vermeyene veya veremeyene ekonomik ve/veya siyasi
sebeplerle yeterince ceza uygulayamadığımız için istisna, muafiyet, uzlaşma ve
af gibi sistemi temelden sarsıcı, vergisini zamanında ve tam ödeyen dürüst
mükellefi cezalandırıcı, vergisini ödemeyeni ödüllendirici bir yapıya yol
açıyoruz.
Ekonomide yaşanan istikrarsızlıklar da
sistemi bozuyor, mükellefi sık sık zor durumda bırakıyor ve vergisini zamanında
ödeme olanağını ortadan kaldırıyor. Tamam mükellefin görevi vergisini zamanında
ve tam olarak vermek ama devletin görevi de ekonomide uygun koşulları
yaratmaktır.
Ayrıca şu da bilinen bir gerçektir;
vergi vermeyen veya eksik verenin rekabette büyük avantaj sağladığı bir
ortamda, vergisini tam veren bir işletmenin yaşama şansı kalmıyor.
Ortam bu, olması gereken ne denirse;
Vergide adaletin bir kuralı var. Bu
adalet için olmazsa olmaz bir kuraldır. O da, az kazanandan az, çok kazanandan
çok vergi alacaksın.
Bunu yapabilmen için vergiyi artan
oranlı ve ağırlıklı olarak gelir-servet üzerine koyacaksın.
Bunu yapmazsan, gelire göre vergi
farklılaşmasını yapamazsın.
Kolay diye Özel Tüketim Vergisi (ÖTV),
Katma Değer Vergisi (KDV) gibi vergilere yüklenirse, bunların oranını çok
yüksek düzeylere taşırsan vergi adaletini sağlayamazsın.
Aylık geliri 2 bin lira olanla 2 milyon
lira olanı bir litre motorin için aynı miktarda 1 lira 78 kuruş ÖTV, 1 lira KDV
ödemek zorunda bırakırsın.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK)
“Kurumsal Sektör Hesapları, 2018” bülteninde yer alan istatistiklere göre,
vergi adaletindeki altın kurala Türk vergi sisteminin uymadığı açıkça
görülüyor.
Öyle ki 2018 verilerine göre 664,8
milyar liralık verginin 420,2 milyar lirası üretim ve ithalat üzerinden alınan
vergilerden, 243,7 milyar lirası gelir ve servet üzerinden alınan cari
vergilerden, 0,9 milyar lirası ise sermaye vergilerinden oluşuyor.
Buna göre, gelir ve servet üzerinden
alınan cari vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki oranı yüzde 36,7,
sermaye vergileri yüzde 0,1’de kalırken, üretim ve ithalat üzerinden alınan
vergilerin payı yüzde 63,2’yi buluyor.
Ülkenin yeterince vergi toplayamadığı da
bir gerçek. Öyle ki Yeni Ekonomi Programı’na (YEP) göre vergi gelirleri,
2019’da, milli gelirin sadece yüzde 16’sında kalacak.
YEP gerçekleşme tahminine göre, 2018’de 632,7
milyar lira olan vergi gelirleri, ki burada YEP rakamı TÜİK rakamı ile
farklılık gösteriyor, bu yıl 681,1 milyar liraya ancak çıkacak. Yıllık bazda
sadece yüzde 7,6’lık bir artış olacağı tahmin ediliyor. Bu durumda, tüketici
fiyatları enflasyonunun yüzde 12, deflatörün yüzde 14,1 beklendiği bir ortamda,
vergi gelirlerinde TÜFE’ye göre yüzde 3,9, deflatöre göre yüzde 5,7 reel düşüş
olacak demektir.
Dolar bazında bakıldığında durum daha
net olarak ortaya çıkıyor. TÜİK verilerinden yapılan hesaplamaya göre, 2009
yılında 118,7, 2013’de 182,4 milyar dolar olan vergi gelirleri, 2017’de 155,9
milyar dolara, 2018’de 140,8 milyar dolara indi.
YEP rakamlarından yapılan hesaplamayla
ise, 2018’de 134 milyar dolar olan vergi gelirleri, 2019’da 119,5 milyar dolara
inecek.
Nüfusu 82 milyonu aşmış, bu yetmezmiş
gibi 5 milyon sığınmacı, mülteci, yabancıya da kucak açmış, 749 milyar dolar
milli geliri olan bir ülkede, 119,5 milyar vergi geliriyle devletin normal
faaliyetlerini sürdürmesine imkan yoktur. Görünen o ki vergi sistemimiz hem
yetersiz hem adaletsizdir. Bundan kurtulmanın yolu; vergiyi tabana yaymaktan,
gelir ve servete dayandırmaktan geçer. Kanımca yeni vergi reformuna da bu
çerçeveden bakmak gerekir.
27 Ekim 2019
bağkur prim borcu affı 2020 bilgiler için tıklayın: bağkur prim borcu affı 2020
YanıtlaSil