-Tüketicinin güveni yok ama reel kesim ve ticarette güven var
Bilindiği gibi tüketici güven endeksi
13 yıl 8 aydır iyimserlik sınırı olan 100’ün altında seyrediyor. Endeks, 2006
yılı Haziran ayından bu yana “iyimserlik sınırı” olan 100’ü geçemedi. En son
100’ün üzerinde olduğu tarih, 100,7 ile 2006 Mayıs ayıydı.
Türkiye İstatistik Enstitüsü’nün
(TÜİK) 29 Ocak 2020’de açıkladığı 2020 Ocak ayı için 97,1 olan ekonomik güven
endeksinin, tüketici, hizmet sektörü ve inşaat sektörü güven endeksleri
dışındaki unsurları olan reel kesim ile perakende ticaret sektöründe endeks
değerleri iyimserlik sınırı olan 100’ün üzerinde seyrediyor.
Ekonomik güven endeksi, tüketici ve
üreticilerin genel ekonomik duruma ilişkin değerlendirme, beklenti ve
eğilimlerini özetleyen bir bileşik endeks. Endeks, mevsim etkilerinden
arındırılmış tüketici güven endeksi, reel kesim, hizmet, perakende ticaret ve inşaat
sektörleri güven endekslerinin alt endekslerinin ağırlıklandırılarak
birleştirilmesinden oluşuyor. Ekonomik güven endeksinde en büyük ağırlık yüzde
40 ile reel kesim (imalat sanayi) güven endeksine ait. Bunu yüzde 30 ile hizmet
sektörü, yüzde 20 ile tüketici, yüzde 5’er ile perakende ticaret ve inşaat
sektörü güven endekslerinin ağırlıkları izliyor. Endeks, TÜİK ve Merkez Bankası
işbirliğiyle yürütülen tüketici eğilim anketi, Merkez Bankası tarafından
yürütülen iktisadi yönelim anketi ve TÜİK tarafından gerçekleştirilen hizmet
sektörü eğilim anketi, perakende ticaret sektörü eğilim anketi ve inşaat
sektörü eğilim anketlerinden hesaplanıyor.
Her ne kadar Ocak ayında ekonomik
güven endeksi, Aralık 2019’a göre yüzde 0,6 artışla 96,5’den 97,1 düzeyine çıksa
da yine de iyimserlik sınırı olan 100’ün altında kaldı. Mart 2018’den bu yana
da 100’ü aşamadı. En son Mart 2018’de endeks 101,9 düzeyindeydi. Bir diğer
ifadeyle ekonomik güven endeksi de 20 aydır iyimserlik sınırı olan 100’ün
altında seyrediyor.
Ocak ayı verilerine göre, mevsim
etkilerinden arındırılmış güven endeksleri, Aralık 2019’a göre tüketicide yüzde
0,1 artışla 58,8’e, inşaat sektöründe yüzde 14,6 artışla 78,9’a, hizmet
sektöründe yüzde 2,2 artışla 95,2’ye çıksa da iyimserlik sınırı olan 100’ün
altında kaldı.
Buna karşılık, aynı dönemde reel
kesim güven endeksi yüzde 2,1 gerilemeyle 106,4’e inerken, perakende ticaret
sektörü güven endeksi yüzde 2,2 artışla 105’e çıktı. Fakat hem reel kesim hem
perakende ticaret sektörlerinde çok fazla olmasa da bir iyimserlik hali devam
ediyor.
Şimdi şu soruyu
sormak gerekiyor. Endeks literatüründe reel kesim olarak tanımlanan imalat
sanayinde yani üretici kesim ile perakende ticaret sektörlerinde iyimserliğin
sebebini, üretilen malları tüketen kesim olan tüketici güven endeksinde
iyimserlik sınırın 41,2 puan altında kalan kötümserlik hali ortadayken anlamak
da açıklamak da mümkün değil. Özellikle gelecek 12 aylık dönemde konut tamiratına para
harcama ihtimali 200 üzerinde 23,1’de, otomobil satın alma ihtimali 11,4’de,
konut satın alma veya inşa ettirme ihtimali 7,6’de kalırken inşaat sektöründe
yüzde 14,6 artışla 78,9’a çıkan güven endeksini açıklamak da imkansız. Kimse
tek tüketici ülke içindeki tüketici değil, ihracat da var, ülke dışındaki
tüketiciler de var demesin. İnşaat sektörü ve perakende ticaret sektörü temel
olarak ülke içine çalışıyor. İmalat sanayinin üretiminin çok büyük bölümü de iç
piyasaya yönelik. Dünyanın hali de ihracatın durumu da ortada. İhracat umuduyla
bu açıklanamaz.
Denir ya “umut fakirin ekmeği”. Burada umutlu olanlar
fakirler değil imalat sanayicileri ve ticaretle uğraşanlar. İnşaatçıların
güveni, umudu da hızla artıyor. Tüketicinin hali ortadayken bakalım bu
kesimler, güvenlerinin, umutlarının karşılığını alabilecekler mi?
Yorumlar
Yorum Gönder