-Bu yapıyla bu dış ticaret sürdürülemez…


-7 yıl 2 ayda 464,7 milyar dolar dış ticaret açığı verildi
-2020 yılının ilk iki ayında dış ticaret açığı yüzde 86 artışla
7,5 milyar dolara çıktı
-Coronavirüsün (COVID-19) dış ticarete etkilerini Mart ayından
itibaren görmeye başlayacağız. Yalnız, Ocak-Şubat ayları bazında
baktığımızda coronavirüs salgınına dış ticaret açısından iyi girmedik


Ankara – 01.04.2020 - Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Ticaret Bakanlığı işbirliğiyle 31 Mart 2020 tarihinde açıklanan geçici dış ticaret verileri, dış ticarette yıla iyi başlanmadığını gösteriyor.
Bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat, 2020 yılı Şubat ayında yüzde 2,3, buna karşın ithalat ise yüzde 9,8 arttı. İhracat, 14,7 milyar dolara yaklaşırken, ithalat 17,6 milyar doları aştı.
Ocak-Şubat döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre ihracat, yüzde 4,1 artarken, ithalattaki artış yüzde 14,3’ü buldu. 2020 yılının ilk iki aylık döneminde ihracat 29,4 milyar dolarda kalırken, ithalat 36,8 milyar doları geçti. Sadece iki ayda yüzde 86 artışla 4 milyar dolardan 7,5 milyar dolara çıktı.
Türkiye’nin petrol, doğal gazı yok denecek kadar az, linyit yeterli olsa da taş kömüründe dışa bağımlı. Başta, demir, bakır, fosfat olmak üzere çoğu madende, hammaddede büyük miktarlarda ithalat yapıyor. Böyle bir ülkenin ihracattan başka şansı yok. Turizm, navlun gelirleri oldukça yüksek seviyelere ulaşan Türkiye, hizmet dış ticaretinde verdiği fazlayla mal ticaretinde verdiği açığı kapatmaya çalışıyor. Yine de kriz yılları hariç ekonomik büyüme dönemlerinde önemli oranda cari işlemler açığı vermek zorunda kalıyor. Çünkü, Türk ekonomisi ihracat yapabilmek için de ithalata ihtiyaç duyuyor. Yapılan hesaplamalara göre 100 milyar dolarlık bir ihracat için 60 milyar dolarlık bir ithalat zorunluluğu var.  Bu, 2013-2020 Şubat döneminde yapılan 1,18 trilyon dolarlık ihracat için, 700 milyar doların üzerinde ithalat yapmış olmak demek.
TÜİK verilerine göre, 2013 yılından 2020 Şubat sonuna kadar geçen 7 yıl 2 ayda Türkiye 1 trilyon 180,1 milyar dolarlık ihracat yaptı. Buna karşın bu dönemdeki ithalat 1 trilyon 644,8 milyar doları aştı. Bu ticaretten verilen açık 464,7 milyar dolara ulaştı. Bir diğer ifadeyle yarım trilyon dolara yakın bir dış ticaret açığı verdi.
Bu açığı hizmet dış ticaret fazlasıyla kapatmanın imkanı yoktur. Tek yol dış borç bulmaktan geçer. Bu durum sürdürülebilir de değildir. Dünya ticaretinde geçerli dolar, avro gibi rezerv para basamayan, döviz gelirleri sınırlı olan bir ülkenin, bu yapıyı değiştirmekten başka çaresi yoktur. Aksi takdirde büyük dış ticaret açıklarının ardından bir düzeltme hareketi yani devalüasyon ve ardından ekonomik krizler meydana gelir. Ekonomi küçülür, yatırımlar durur, işsizlik artar, tüketim azalır ve sonuçta ithalat daralır, TL’nin değer kaybı nedeniyle ihracat artar, bazı krizlerde olduğu gibi cari fazla verilir ve dönem büyük hasarlarla atlatılır.
Yapılması gereken bellidir. Türkiye’nin, Güney Kore, Singapur, Hong Kong, Tayvan gibi ihracat odaklı bir ekonomik yapıya geçmesi, TL’yi olması gerekenden daha değerli olması izin vermemesi, hammadde ve ara malı ithalatının yurt içine kaydırılması, yurt içi üretimin KOBİ’ler başta olmak üzere tüm şirketlerde desteklenmesi, ihalelerde önceliğin Türkiye’de üretim yapan, istihdam yaratan firmalara verilmesi gerekir. Aksi takdirde, neredeyse her 7-8 yılda bir krizleri yaşarız.
Coronavirüsün (COVID-19) dış ticarete etkilerini Mart ayından itibaren görmeye başlayacağız. Yalnız, Ocak-Şubat ayları bazında baktığımızda coronavirüs salgınına dış ticaret açısından iyi girmedik.
2013-2019 yılları ve 2020 Ocak-Şubat ayları ihracat, ithalat, dış ticaret dengesi, dış ticaret hacmi, ihracatın ithalatı karşılama oranı ve 2013 başından 2020 Şubat sonuna toplam rakamlar şöyle:

Yıl
İhracat (FOB) (Milyar Dolar)
İthalat (CIF) (Milyar Dolar)
Dış ticaret dengesi (Milyar Dolar)
Dış ticaret hacmi (Milyar Dolar)
İhracatın İthalatı Karşılama Oranı (Yüzde)
2013
161,5
260,8
-99,3
422,3
61,9
2014
166,5
251,1
-84,6
417,6
66,3
2015
151,0
213,6
-62,6
364,6
70,7
2016
149,2
202,2
-52,9
351,4
73,8
2017
164,5
238,7
-74,2
403,2
68,9
2018
177,2
231,2
-54,0
408,3
76,6
2019
180,8
210,3
-29,5
391,2
86,0
2020 (Ocak-Şubat)
29,4
36,8
-7,5
66,2
79,7
2013-2020 (Ocak-Şubat)
1.180,1
1.644,8
-464,7
2.824,9
71,7
                Kaynak: TÜİK


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

-Dolardaki artışın ekonomiye etkisi...

-Krizler ekonomisi-1994 krizi

-Dolar sevdası hiç geçmiyor…

-Yalnızlık

-Güçlü bir ekonomi için ne yapmalı?