-Görüş | Türk ekonomisi koronavirüs krizine hazırlıksız yakalandı
Görüş | Türk ekonomisi
koronavirüs krizine hazırlıksız yakalandı
Yazar: Metin
Türkyılmaz - Ekonomist
Euronews –
13.04.2020 - Dünyanın yakın tarihte gördüğü en büyük ekonomik krizlerden birine
sebep olan koronavirüs salgınına halihazırda iki yıldır ekonomik sorunlarla
boğuşan Türkiye, belki de en hazırlıksız yakalanan ülkelerden biri oldu.
Öyle ki
Türkiye daha yaralarını saramadan tüm dünyayı etkileyen yeni bir ekonomik
krizin getirdiği zorluklarla baş etmeye çalışıyor.
İşsiz sayısı ne kadar artacak ?
Kırılgan
ekonomik yapıya, 2018 Mart sonundan itibaren başlayan döviz kurlarındaki
yükselme darbe vurdu ve ekonomideki bütün dengeleri alt üst etti. Maliyet yükü
hemen her alanda arttı. İşsizlik rakamları daha önce hiç görülmeyen seviyelere
çıktı. İşsiz sayısı 3 milyon 86 binden 4 milyon 730 binlik rekor seviyeye
yükseldi. Halen 4 milyon 362 bin olan işsiz sayısı, iş aramayıp çalışmaya hazır
olanlar ve mevsimlik çalışanlar da dahil edildiğinde 7 milyon 277 bine çıkıyor.
İşsiz sayısının
mart ayından itibaren çok daha yüksek seviyelere çıkacağı ve ülkenin büyük bir
işsizlik dalgasıyla karşı karşıya kalacağı tahmininde bulunmak zor değil.
Dışa bağımlı
ekonomik yapı nedeniyle yüzde 25’lere kadar yükselen tüketici fiyatları, şu
sıralar yüzde 11’lerde seyretse de bu seviyelerde kalmayacak. Gıda fiyatları
bunun sinyalini veriyor.
Büyüme hızında ikinci çeyrekten itibaren sert bir
düşüş yaşanacak
Ekonomi
2018’in son çeyreğinden itibaren üç çeyrek boyunca küçülme yaşadı. Ardından baz
etkisinin getirdiği avantajla yüzde 1 ve yüzde 6 büyüme gösteren Türk
ekonomisi, büyük ihtimalle 2020’nin ilk çeyreğinde de büyümesini sürdürecek.
Fakat ikinci çeyrekten itibaren sert bir düşüş yaşanacağı kesin gibi görünüyor.
Türkiye
İhracatçılar Meclisi’nin açıkladığı Mart ayında yüzde 17,8’lik keskin düşüşü
gösteren ihracat verileri de bu tahmini doğruluyor.
Uzun
yılların ardından ekonomik kriz sebebiyle 2019’da fazla veren cari denge, bu
yılın ilk ayında 1,8 milyar dolar açıkla kapandı.
Akaryakıt tüketiminde yüzde 70’lere varan azalma
ekonomideki düşüşü
destekliyor
Mart ayında
akaryakıt tüketiminde yüzde 70’lere varan azalma da ekonomideki keskin düşüşü
destekliyor.
Bütçede
durum daha da kötüye gidiyor. Salgının yarattığı ekonomik kriz nedeniyle
devletin vergi ve diğer gelirleri ertelenirken, harcamaları arttı. Mart ayında
Hazine nakit dengesi 40,4 milyar lirayla rekor seviyede açık verdi.
Uluslararası
kuruluşların Türk ekonomisiyle ilgili öngörüleri de negatife döndü. Dünya
Bankası, Türk ekonomisinin 2020 yılı büyüme tahminini yüzde 3’den yüzde 0,5’e
düşürdü.
Moody’s, bu
konuda daha karamsar. Türk ekonomisi için 2020 yılında yüzde 3 büyüme öngören
kuruluş, bu tahmini yüzde 1,4 küçülme olarak revize etti.
Bu ortamda,
S and P’nin Türkiye’nin bankacılık likiditesinde riske en açık ülke olduğuna
vurgu yapması, Fitch’in Türk bankalarının refinansman risklerinin vadesi gelen
büyük miktardaki döviz cinsinden borçları nedeniyle arttığına dikkat çekmesi,
JCR’nin ise Türkiye’nin yabancı para ve TL cinsinden uzun vadeli kredi notunu
(BBB-)’den (BB+)’ya düşürmesi kuruluşların Türk ekonomisini nasıl gördüğünü
özetler nitelikte.
Türkiye
Cumhuriyet Merkez Bankası da yüzde 24’e kadar çıkardığı politika faizini keskin
şekilde düşürmeye devam etti. En son politika faizini yüzde 10,75’den yüzde 9,75’e
çeken banka, sürekli karşılıklarla oynayarak piyasaya likidite sağlamaya
çalışıyor. Yine de yapılanların sorunu çözmediği apaçık görülüyor.
Türkiye’nin
18 Mart’ta açıkladığı 100 milyar liralık (15,5 milyar dolarlık) ekonomik
pakette, çeşitli sektörlerde vergi, SGK prim ertelemeleri, KDV indirimleri,
kredi borç ertelemeleri, kredilere garanti verilmesi, ilave finansman gibi
uygulamalar bulunuyordu. Ayrıca pakette, asgari ücret desteğinin devamı, kısa
çalışma ödeneğinin devreye alınması, en düşük emekli maaşının 1.500 liraya
yükseltilmesi, ihtiyaç sahibi ailelere toplam 2,1 milyar liralık nakdi yardım
yapılması gibi önlemler de yer alıyordu.
'Türkiye’nin açıkladığı paket yetersiz kaldı'
Görünen o ki
bu ortamda Türkiye’nin açıkladığı paket gayet yetersiz kaldı. Ülkenin bu krizi
aşabilmesi için çok daha fazla harcama yapması gerekecek.
Nitekim
hükümet de aynı şekilde düşünüyor ki ardı ardına aldığı yeni önlemlerle
ekonomiyi kurtarmaya yönelik harcamalarını sürekli artırıyor. En son 2,3 milyon
aileye de sosyal yardım yapılması kararlaştırıldı.
Bu arada “Biz
Bize Yeteriz Türkiyem” kampanyasıyla 1,6 milyar lira bağış toplandı.
Dünya
ülkelerinin koronavirüsün getirdiği olumsuzluklarla mücadele etmek için
açıkladıkları ekonomik paketlerin büyüklüğü 8 trilyon doları aştı. Hatta bu
rakamın 18-27 trilyon dolara kadar yükselmesi gerektiğini iddia edenler bile
var. Buna göre, dünya ekonomisinin yaklaşık yüzde 1’i olan Türkiye’nin en az 80
milyar dolarlık bir ekonomik paket hazırlaması daha gerçekçi olacaktır.
IMF çözüm mü?
Türk
ekonomisi bu süreci, ancak yaratılacak iç ve dış kaynaklarla ve parasal
genişlemeyle aşar. Merkez Bankası da İşsizlik Fonu’ndaki devlet iç borç
senetlerini Eximbank, kamu ve özel bankalardan alarak piyasaya para sürmeye
başladı. Özellikle iş dünyasından da IMF sesleri yükseliyor.
Nitekim,
IMF’nin Bulgar asıllı Başkanı Kristalina Georgieva, salgının küresel ekonomi
üzerindeki olumsuz etkilerine karşı 1 trilyon dolarlık kaynağı kullandırmaya
hazır bulunduklarını açıklarken, Türkiye dahil tüm üyelerle çok yakın temas
içinde olduklarını da söyledi.
Türkiye’de
Suriye’den gelen 4 milyona yakın sığınmacının da ülke ekonomisine maliyeti
konusunda hummalı bir tartışma yıllardır sürüyor. Suriye politikasının ülke
ekonomisini çıkmaza sürüklediğini düşünenler, bu yüzden koronavirüsün
etkileriyle yeterince mücadele edilemediğini de savunuyorlar.
Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan, 4 Mart’ta partisinin TBMM’deki grup toplantısında “40
milyar doları bu işte harcayan Türkiye evelallah bir 40 daha harcar” diyerek bu
tartışmalara yanıt verdi.
Koronavirüs
vaka artış hızı günlük yüzde 10’un üzerinde seyreden ve bu açıdan 10 binden
fazla hastası olan ülkeler arasında Rusya’nın ardından ikinci sırada gelen
Türkiye’nin, ekonomisinin de aynı hızla bozulmaması aklı selim bütün kesimlerin
temennisi.
COVID-19 için
henüz ilaç ve aşının bulunmadığı bir ortamda bilindiği gibi sıtma ilacı da
koronavirüs tedavisinde kullanılan ilaçlardan biri.
Türkiye’de
bir söz vardır; “Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek” şeklinde.
Görünen o ki
bu ilkbahar ve yaz Türkiye açısından oldukça sıkıntılı ve hareketli geçecek.
Halk
şimdiden sıtmaya razı oldu.
https://tr.euronews.com/2020/04/13/gorus-turk-ekonomisi-koronavirus-krizine-haz-rl-ks-z-yakaland
https://tr.euronews.com/2020/04/13/gorus-turk-ekonomisi-koronavirus-krizine-haz-rl-ks-z-yakaland
Yorumlar
Yorum Gönder