-Koronavirüs gıda ve sağlığa bakışımızı değiştirdi
-COVID-19 ile anlaşıldı ki tarım, gıda, sağlık, temizlik ürünlerinde
yerli üretim olmadan güvende olamıyorsunuz
Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve dünyada birkaç
ülke hariç hemen her yere yayılan, Worldometer internet sitesindeki anlık
verilere göre 2,2 milyon kişiye bulaşan 150 bine yakın kişinin hayatını
kaybetmesine neden olan yeni tip koronavirüs (COVID-19), sadece sağlığın değil,
gıda, sağlık ve temizlik sektörlerinin ve kendine yeterliliğin ne kadar önemli
olduğunu hepimize gösterdi. Virüs kapan 560 bine yakın kişi iyileşse de 1,5
milyona yakın insan hala hastalıkla mücadele ediyor.
Bütün ülkeler koronavirüsün insanlara yayılımını
durdurmaya çalışıyor. Ülkeler arası insan seyahatleri bıçak gibi kesilirken,
uçaklar pistlerde beklerken, ülke içindeki seyahatlere de büyük oranda
kısıtlama getirildi.
Konu izalasyon, temas etmeme, hiyjen olunca ister
istemez çoğu ülke vatandaşlarına evde karantina uyguluyor, sokağa çıkmayı
sınırlıyor.
Toplumsal hayat da neredeyse durdu.
Toplumsal hayat da neredeyse durdu.
Okullarda eğitime ara verdi. Lokantalar, restoranlar,
pastaneler, kahvehaneler, eğlence mekanları, ibadet alanları, sinemalar,
tiyatrolar, konser salonları, büyük alışveriş merkezleri, büyük markaların
zincir mağazaları, kuaförler, güzellik salonları, spor salonları kapalı. Spor
başta olmak üzere etkinlikler yapılamıyor.
Sokaklar boş. İstanbul’da bile trafik kalmadı.
Parklara, piknik mesire alanlarına, sahillere gitmek yasak. 65 yaş üstü
insanların sokağa çıkmasına izin verilmiyor. Hastaneler koronavirüs vakalarıyla
dolup taşıyor. Sağlık çalışanları uzay üssündeki gibi kıyafetlerle tedavi
hizmeti veriyor. İnsanlar eldivensiz, maskesiz sokağa çıkamıyor.
-Ortam bilim kurgu filmlerini aratmıyor
Sanki sinema filmlerindeki gibi yaşıyoruz. Ortam bilim
kurgu filmlerini aratmıyor.
Devletler birbiri ardına dış ticaret düzenlemeleri
yapıyor. Ülkeler, kendi vatandaşlarının gıda güvencesini teminat altına almak
için çok sayıda ürünün ihracatını sınırları ya da yasaklandı. İthalata yönelik
sınırlamalar da arttı.
Her toplum kendi yağıyla kavrulmaya çalışıyor.
Her toplum kendi yağıyla kavrulmaya çalışıyor.
Yatırımlar durdu. Dükkanlar boşaldı. Uluslararası
Çalışma Örgütü’ne göre bu kriz dolayısıyla küresel ortamda 195 milyon insan
geçici de işinden olacak. 25 milyon insanın iş kaybı ise kalıcı bir hal alacak.
Virüs, sağlığın yanı sıra, gıda, sağlık ve temizlik sektörlerin ne kadar önemli
olduğunu da ortaya koydu. Görünen o ki bu alanda kendine yeterli olmayan
ülkelerin sağlık güvenceleri de gıda güvenceleri de kalmıyor. Koronavirüs ile
ulaştıkları teknoloji, ekonomik büyüklükle rakiplerinden fersah fersah öndeki
süper güçlerin, globalleşmenin getirdiği ülkeler arası işbölümü nedeniyle en
basit cerrahi maskeyi, solunum cihazını, sağlık malzemelerini bile yeterli
miktarda üretemeyecek durumda olduklarını anladık.
-Virüsle ülkeler korsanlar çağına geri döndü
Öyle ki can tehlikesi olunca ülkeler arasında ne
diplomasinin ne de ahde vefanın kalmadığını yaşayarak öğrendik. ABD’nin Almanya
ve Fransa’nın, Çekya ve Fransa’nın İtalya’nın cerrahi maskelerine, İtalya’nın
Tunus’un tıbbi alkol gemisine el koyduğunu, dünyanın neredeyse korsanlar çağına
geri döndüğünü gördük.
Virüs bize, ekonomik gücün krizlerde ayakta kalma
konusunda ne kadar önemli olduğunu da gösterdi.
Ülke ekonomilerini ve vatandaşlarını ayakta tutabilmek
için ABD’nin 2,2 trilyon dolar, Japonya’nın 989 milyar, Almanya’nın 825 milyar,
İngiltere’nin 397 milyar, Fransa’nın 380 milyar, İspanya’nın 220 milyar
dolarlık uçuk paketler açıkladığına, buna karşın İtalya’nın 27,5 milyar
dolarlık, Türkiye’nin 15,5 milyar dolarlık paketlerinin yetersiz kaldığına
şahit olduk.
Krizlerde yeni duruma adaptasyonda dinamik bir
ekonominin ne kadar önemli bir şey olduğunu, Türkiye’de maske üreten firma
sayısının kısa zamanda 80’den 380’e çıktığını gördük.
Sonuçta, gıda, temizlik ürünleri, ilaç, sağlık
malzemesi üretimi hariç ticaretin ve imalatın neredeyse durduğu şu sıralarda
ekonomiyi gıda, tarım ve temizlik ürünleri sektörlerinin sürüklediği ortaya
çıktı.
Şu da anlaşıldı ki tarım, gıda, sağlık, temizlik
ürünlerinde yerli üretim olmadan güvende olamıyorsunuz.
En basitinden tahıl, un, unlu mamuller, şeker, yağ,
meyve-sebze, baklagil, et, süt ile yumurta, et ve süt ürünleri başta olmak
üzere gıdanın, cerrahi maske, solunum cihazı gibi sağlık ürün ve
malzemelerinin, aşı ve ilacın (özellikle sıtma ilacı), temizlik ürünleri ve
kolonya üretiminde kullanılan alkolun üretiminin önemi bir daha anladık. Bu
ürünleri üretemiyorsanız ABD bile olsanız dünyada bulamayacağınız günler
olduğunu da gördük.
Bundan sonra yapılması gereken bellidir. Stratejik ve
temel ürünlerde kendi kendinize yeterli olacak şekilde ekonomi politikanızı
oluşturmalı, bütün kaynaklarınızı ve atıl kapasitenizi bu amaç için harekete
geçirmeli, ülkede ekilmedik tarım alanı bırakmamalısınız.
Bunun için de üretimin önündeki bütün engelleri
ortadan kaldırmalısınız. Üretmeyen toplum yok olmaya mahkumdur.
Bu yazı Sonsöz Gazetesi’nde 18 Nisan 2020 tarihinde
yayımlanmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder