-19 Mayıs başkaldırının tarihidir…


Almanya’da yayımlanan History Life dergisinin yeni sayısının, “En büyük devrimciler” başlığı ve “idealleri ve ideolojileri ile dünyayı değiştiren erkekler ve kadınlar” alt başlığı ile hazırlanmış kapağında, Che Guevara, Emmeline Pankhurst, Maximilien Robespierre, Vladimir Lenin, Mahatma Gandi, Rosa Luxemburg ve Mao ile birlikte ve kapak fotoğrafının tam ortasında “Modern Türkiye’nin babası Atatürk” olarak yer alan Mustafa Kemal Atatürk, fikirleri ve eylemleriyle tam bir devrimciydi.


Öyle ki Mustafa Kemal Atatürk, bir grup arkadaşıyla, 16 Mayıs’ta İstanbul’dan yola çıkarak, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak bastığında bir avuç kişiydiler. Ülke yıllarca süren savaşlarda yenilmiş, bitap düşmüş, ordusu dağıtılmış, silah ve cephanelerine el konulmuş, büyük bölümü işgal edilmişti. Buna rağmen, Atatürk, ulusal Kurtuluş Mücadelemizi başlatmakta herhangi bir tereddüt yaşamadı.
Atatürk, 15-21 Ekim 1927’de TBMM CHP Kurultayında 6 günde 36,5 saatte okuduğu Nutuk’a Samsun’a Çıktığım Gün Genel Durum ve Görünüş ile başlar ve şunları söyler:
“1919 yılı Mayısının 19'uncu günü Samsun'a çıktım. Ülkenin genel durumu ve görünüşü şöyledir:
Osmanlı Devleti'nin içinde bulunduğu grup, I. Dünya Savaşı'nda yenilmiş, Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş, şartları ağır bir ateşkes anlaşması imzalanmış. Büyük Savaş'ın uzun yılları boyunca millet yorgun ve fakir bir durumda. Milleti ve memleketi I. Dünya Savaşı'na sürükleyenler, kendi hayatlarını kurtarma kaygısına düşerek memleketten kaçmışlar. Saltanat ve hilâfet makamında oturan Vahdettin soysuzlaşmış, şahsını ve bir de tahtını koruyabileceğini hayal ettiği alçakça tedbirler araştırmakta. Damat Ferit Paşa 'nın başkanlığındaki hükûmet âciz, haysiyetsiz ve korkak. Yalnız padişahın iradesine boyun eğmekte ve onunla birlikte kendilerini koruyabilecekleri herhangi bir duruma razı.
Ordunun elinden silâhları ve cephanesi alınmış ve alınmakta...
İtilâf Devletleri, ateşkes anlaşmasının hükümlerine uymayı gerekli bulmuyorlar. Birer bahane ile İtilâf donanmaları ve askerleri İstanbul' da. Adana iIi Fransızlar; Urfa, Maraş, Ayıntap (Gaziantep) İngilizler tarafından işgal edilmiş. Antalya ve Konya'da İtalyan askerî birlikleri, Merzifon ve Samsun'da İngiliz askerleri bulunuyor. Her tarafta yabancı subay ve memurlar ile özel ajanlar faaliyette. Nihayet, konuşmamıza başlangıç olarak aldığımız tarihten dört gün önce, 15 Mayıs 1919'da, İtilâf Devletleri'nin uygun bulması ile Yunan ordusu da İzmir'e çıkartılıyor.”
19 Mayıs 1919’da ülke şartları budur. Ülkenin şartları böyleyken ulusumuz bu şartlara aldırış etmeden başkaldırdı ve Atatürk’ün önderliğinde kadın erkek, çoluk çocuk, yaşlı demeden 7’den 70’e, batıdan doğuya, kuzeyden güney hemen her cephede savaştı ve kazandı.
Her tarafta kahramanlık destanları yazıldı.
Bu destanları da bir başka devrimci, büyük şairimiz Nazım Hikmet şiire döktü. Kurtuluş Savaşı destanı, bu ülkeye yapılmış en büyük hizmetlerden biridir.
Büyük şairin dillendirdiği gibi kimse unutmasın ki;
 “Dörtnala gelip Uzak Asya’dan
Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim.
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
Ve ipek bir halıya benzeyen toprak,
Bu cehennem bu cennet bizim.
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
Yok edin insanın insana kulluğunu bu davet bizim…
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
Ve bir orman gibi kardeşcesine, bu hasret bizim…”
Milli mücadelenin ilk adımının atıldığı bu önemli günün yıl dönümü dolayısıyla başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere Kurtuluş Savaşımızın tüm kahramanlarını ve bu ülke için canlarını feda eden bütün şehitlerimizi saygı, minnet ve rahmetle anıyorum.
19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun. Ülkemiz ilelebet bağımsız kalsın.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

-Dolardaki artışın ekonomiye etkisi...

-Krizler ekonomisi-1994 krizi

-Dolar sevdası hiç geçmiyor…

-Yalnızlık

-Güçlü bir ekonomi için ne yapmalı?