-Güçlü, dinamik, risklere hazırlıklı bir ekonomi için ne yapılmalı?
Bir ekonominin güçlü, dinamik,
risklere hazırlıklı olması hayati bir şeydir. Bunu yeni koronavirüs (COVID-19)
bize net olarak gösterdi.
Koronavirüs gibi büyük bir şok, ekonomilerin krize ne
kadar hazırlıklı olduğunu, yeni duruma adaptasyonlarını, dinamizmlerini,
güçlerini ortaya koydu. Ekonomi yönetimlerinin hedefleri ve bu hedefe ulaşmak
için ne yapmaları gerektiği de iyice görünür oldu.
Aslında yeni bir durum değil, güçlü, dinamik ve
risklere hazırlıklı bir ekonomi için yapılması gerekenler ve yol bellidir.
Ekonomik ve siyasi istikrarı kurup koruyarak, üretime ve ihracata dayalı bir
ekonomik yapı kurmak.
Koronavirüs sürecinde petrol, doğal gaz gibi
gelirlerin dramatik bir şekilde gerilediğini de gördük. Rusya, Suudi Arabistan
gibi dev petrol, doğal gaz ihracatçısı ülkeler ekonomik krize girdi. Dünyanın
en büyük petrol rezervlerine sahip Venezüela’nın durumu ortada…
Demek ki herhangi bir ham maddeye dayanmadan daha
istikrarlı, işleyen ve düzgün bir ekonomik yapı kurmak şart. Bunun için,
ekonomi topyekun dönüştürülmelidir. Yüksek teknolojiye ve iç kaynaklara dayalı,
rekabetçi, yüksek verimliliği yakalamış bir üretim yapısı oluşturulmalıdır. İyi
eğitim almış yüksek nitelikli bir nüfus, sağlam bir sağlık altyapısı gerekir.
Her şeyden önemlisi de siyasi ve ekonomik istikrar olmalıdır. Bunlar zaman
ister, kısa, orta, uzun vadeli iyi planlama ister.
Bunların yanı sıra, karayolu, demiryolu, havaalanı,
liman, telekomünikasyon, elektrik, çevre, sulama, tarım gibi altyapı
yatırımlarını hızla gelişmiş ülkeler düzeyine yaklaştırılmalıdır. Dev ulaştırma
yatırımları yerine yaygın ulaştırma yatırımlarına yönelmek gerekir. Ülkenin en
ücra köşelerine kadar demiryollarını ve karayollarını götürmemiz, limanların
kapasitelerini artırmamız zorunludur. Ulaştırma, tarım ve çevre altyapısındaki
açığı hızla kapatmalı, gelişmiş ülkeler düzeyine yaklaştırmalısınız.
Bunlar yapılmadan güçlü bir ekonomik yapı kuramazsınız.
-Siyasi ve
ekonomik istikrar ekonominin temelidir
Siyasi ve ekonomik istikrar ekonominin temelidir. Hem
siyasi hem ekonomik istikrarı koruyacaksınız. Koruyamazsanız faturayı önünde
sonunda ödersiniz. Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihi aynı zamanda bir ekonomik
krizler tarihidir. Çoğu da döviz krizinden çıkmıştır.
Türkiye ile ilgili iyi bir imaj yaratılmalıdır.
Öncelikle dış dünya Türkiye’ye güvenmelidir. Ekonomik ve siyasi istikrarının
bozulmayacağına emin olmalıdır. Her zaman ekonomide doğru adımların atılacağını
düşünmelidir. Tabii her zaman da doğru adımlar atılmalıdır.
Sürpriz ekonominin hiç sevmediğini bir şeydir.
Ekonomiyi bozar. Sürpriz yapmayacaksınız. Atacağınız adımlar belli olacak.
Döviz kuru yükselirse veya enflasyon artarsa faiz artar. Tersinde faiz düşer.
Bunu herkes bilecek.
Güven vereceksiniz. Kaliteden ödün vermeyeceğinizi, iş
bağlantılarınıza, akitlerine sadık kalacağınızı, sözlerinizi tutacağınızı,
teslimatlarınızı zamanında yapacağınızı, borçları vaktinde ödeyeceğinizi,
anlaşmazlıklarda adaletten ödün vermeyeceğinizi tüm dünya bilmelidir. Bilirse
size güvenir, size yatırım yapar, sizinle işbirliği yapar, sizinle çalışır.
İyi eğitimli bir nüfus, istikrarlı demokratik bir
siyasi yapı, işleyen adil bir hukuk sistemi, insan haklarına dayanan bir
anayasal sistem, sürprizlerin olmadığı istikrarlı bir ekonomi yönetimi, yerli
kaynaklara, verimliliğe, yüksek teknolojiye ve ihracata odaklı bir ekonomik
yapı, eksiksiz bir altyapı güçlü bir ekonomi getirir. Bunlar olmazsa petrolünüz
de olsa doğal gazınız da olsa altınınız da olsa, bunlardan yüz milyarlarca
dolar da kazansanız boş, sık sık ekonomik krize girer, faturayı öder,
dünya ülkeleri arasındaki yarışta sadece devlet olarak değil millet olarak da
kaybedersiniz.
Bu yazı 26 Mayıs 2020 tarihinde Sonsöz Gazetesi’nde yayımlandı.
Yorumlar
Yorum Gönder