-Krizin falı: Dış kaynak şart


Koronavirüs salgınının yaşandığı bir ortamda yabancı sermaye beklemek hayal olacağına göre, ihracat, turizm ve taşımacılıkta oluşacak döviz açığını kapatmanın tek yolu dış borçlanma kalıyor.



Günümüzde hiçbir ülkenin dış dünyayla bağlantısı olmadan yaşama şansı yok.
Bir tarafta döviz gelirleriniz,
Diğer tarafta ise döviz gelirlerinizi kullanarak veya dışarıdan borç gibi kaynaklar bularak yaptığınız döviz harcamalarınız var.
Bunun bir denge içinde gitmesi gerekiyor.
Gitmezse cari açık sürdürülemiyor, devalüasyon oluyor, enflasyon patlıyor, alım gücü düşüyor.
Enkazın altında işsizler, dar ve sabit gelirliler kalıyor.
Türkiye’nin yer altı kaynakları çeşitli de olsa büyük döviz geliri elde edeceği petrol, doğal gaz kaynağı henüz yok. İlerde bulur mu bilemem.
Petrolde, doğal gazda, taşkömüründe yurt içi üretim, ihtiyacın yüzde 10’unu bile karşılamıyor.
Zaten Türkiye boyutlarındaki bir ülke sadece petrol ve doğal gaz ihraç geliriyle ekonomisini döndüremez. Bunu petrol denizinde yüzmelerine rağmen bir türlü ekonomik krizden çıkamayan İran, Suudi Arabistan ve Venezüela’da görüyoruz.
Türkiye’nin Merkez Bankası, ABD Doları, Euro gibi dünyanın neresine gitseniz kullanabileceğiniz, ithalat yapabileceğimiz uluslararası rezerv bir para da basmıyor. Öyle bir ekonomik yapınız var ki ihracat için bile ithalat yapmak zorundasınız. Araştırmalara göre, 100 dolarlık ihracat için 60 dolar ithalat yapıyorsunuz.
Bundan dolayı ithalatınız bir türlü 190-200 milyar doların altına inmiyor hatta bazı yıllar 250 milyar dolara bile dayanıyor.
Buna karşın ihracatınız, ithalatınıza göre yetersiz. Zira, 1946 yılından bu yana dış ticaret açığı veren bir ülkede yaşıyoruz.

-İhracat, turizm ve taşımacılık döviz kaynağı

Bu ithalatı büyük oranda finanse eden kalemler de belli.
İhracat, turizm, taşımacılık…
Merkez Bankası’nın 2019 yılı geçici verilerine göre,
Toplam mal ihracatınız 182,3 milyar dolar.
Turizm geliriniz 29,8 milyar dolar.
Taşımacılık geliriniz 25,3 milyar dolar.
Topladığımızda 237,4 milyar dolar ediyor.
Üstelik turizm ve taşımacılıkta çok fazla döviz gideriniz de yok. Döviz gideri taşımacılıkta 7,9, turizmde 4,1 milyar dolarda kalıyor.
Yeni tip koronavirüs (COVID-19) salgını nedeniyle Mart ayından bu yana ihracatta da turizmde de işler kötü gidiyor.
Tüm dünyada uluslararası ticaretteki düşüş ve seyahat kısıtlamaları nedeniyle taşımacılıkta da durumunun iyi gitme ihtimali yok.
Mart’ta ihracat yüzde 17,8 azalırken, ithalat yüzde 3,1 arttı. Dış ticaret açığındaki artış ise yüzde 181,6’yı buldu.
Türkiye İhracatçılar Meclisi Nisan’da ihracatın yüzde 41,4 azalmayla 15,3 milyar dolardan 9 milyar doların altına indiğini duyurdu.
Bu yılın ocak-mart döneminde turizm gelirleri de geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11,4 azaldı ve 4,1 milyar dolara indi.

-Ülkeyi döviz açısından sırtlayan ihracat, turizm ve taşımacılıkta durum
iyi değil

Eğer her yıl Temmuz-Ağustos’ta zirve yapan turizm gelirleri, bu yıl elde edilemezse, ihracat Haziran’dan sonra normal çizgisine giremezse, taşımacılıkta yeterince gelir sağlanamazsa Türkiye’nin döviz gelirlerinde büyük düşüş olur.
Oluşacak açık ya Merkez Bankası rezervlerinden karşılanacak ya da dış kaynak bulunacak. Başka çare yok.
Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin brütte 60, nette 30 milyar doların altına indiği bir ortamda bankanın rezervlerine güvenmek hesap bilmezlik olur.
30 milyar dolarlık net rezerv 2 aylık ithalatı ancak karşılar. Hadi buna 31 milyar dolarlık altın rezervini de ekleyin 4 aylık ithalat…
İhracat ve turizmi bu ortamda rayına sokmak da kolay değil. Tek çare dış kaynak kalıyor. Bunun yolu da koronavirüs günlerinde yabancı yatırımcı çekemeyeceğinize göre dış borç bulmaktan geçiyor.

-Dış borç bulunur bulunmaya da önemli olan maliyeti ne olacak?

Maliyeti belirleyen unsur risk primi…
Alacağınız kredinin faizini aynı oranda yükselten, risk primi olarak adlandırılan kredi risk swapı (CDS) Türkiye’nin 5 yıllık tahvillerinde, 2018’de 152’lere kadar inmişti. Daha bu yılın Ocak ayında 235’lerde seyrediyordu. Nisan’da bu rakam 650’yi aştı. Şu sıralar 600 puanın üzerinde bulunuyor.
Bu risk primiyle uygun koşullu kredi bulma şansınız yok.
Tabii IMF ve Dünya Bankası’na başvurmazsanız…


Bu yazı 5 Mayıs 2020 tarihinde Sonsöz Gazetesi’nde yayımlandı.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

-Dolardaki artışın ekonomiye etkisi...

-Krizler ekonomisi-1994 krizi

-Dolar sevdası hiç geçmiyor…

-Yalnızlık

-Güçlü bir ekonomi için ne yapmalı?